'BEYİN PİLİNİ TERCİH EDİYORUZ'
Hastaların aslında ilk olarak hareket yavaşlığı şikayetiyle doktora başvurduğunu söyleyen Prof. Dr. Karadağ, "Bu dönemde zaten dopamin üreten hücrelerin yüzde 60 ila 70 kadarı ölmüş oluyor ya da yıkıma uğramış oluyor. Parkinson hastalığı özetle hareket yavaşlığı, titreme, katılık, yürüme zorluğu gibi ya da dengesizlik gibi motor semptomlarının yanında birtakım uyku problemleri, psikiyatrik problemler, kardiyovasküler sorunlar, kabızlık, tansiyon bozuklukları gibi motor semptomlarla da ortaya çıkan bir hastalık. Şu anda parkinson hastalığın tedavisi semptomatik tedavi, yani hastalarımızın şikayetlerine yönelik tedaviler yapıyoruz. Daha çok günümüzde kullandığımız tedaviler medikal tedaviler, yani ilaç tedavileri. Aslında dışarıdan dopamin verdiğimizde 5-10 yıl sonra bu ilaçlar yetmemeye başlıyor. Hastalar birtakım sorunlar geliştirmeye başlıyorlar. İşte bu dönemde de biz hastalarda pompa tedavileri, yani cihaz destekli tedaviler ile beyin pilini tercih etmeye başlıyoruz" diye konuştu.
'AMELİYAT, HASTA UYANIKKEN YAPILIYOR'
Prof. Dr. Karadağ, beyin pili tedavisinin de parkinson hastalığını tamamen yok edici bir yöntem olmadığına dikkat çekerek, "Beyin pili ameliyatı 7 ila 8 saat süren bir ameliyat ve hasta uyanık oluyor. Uyanık olmasının nedeni de elektrotları beyne gönderdikten sonra düşük dozda, voltajda elektrik veriyoruz ve hastanın muayenesini yapıyoruz. Düzelip düzelmediğini orada görmek zorundayız. Yine birtakım bilgisayara benzeyen aletlerimiz var. Doğru yerde miyiz? Onlara bakıyoruz. Yani iki kez kontrol etmiş oluyoruz. Çünkü elektrotu koyduğumuz yani beyin pili uyguladığımız yer milimetrik bir nokta. Önüne, arkasına, üstüne, altına koyarsanız hastaya zarar verirsiniz. Yani gerçekten ehil ellerde yapılması gereken bir ameliyat" ifadelerini kullandı.