Pandemi mekanları ve yaşam alanlarımızı değiştirecek mi?
Virüs salgını ve pandemi dönemi yaşadığımız mekanların hayatımızda ne kadar önemli bir yeri olduğunu gösterdi. İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı Hakan Cengiz’e salgın sonrası ev, iş yeri, okul hatta şehir mimarisinde ortaya çıkabilecek değişimleri sorduk.
Pandemiden mimarlar nasıl bir ders çıkardı?
Pandemi döneminden çıkardığımız ilk ders, olası salgın durumlarında ilk korumayı yaşadığımız mekanlar sağlıyor, ardından aşı geliştiriliyor. Çünkü ilacı geliştirmek biraz zaman alıyor. Bu nedenle öncellikle fiziksel ve çevresel önlemler almak gerekiyor. Salgın ve enfeksiyon riski nedeniyle birçok bina kullanılamadı. Bu süreç bize Covid-19 salgını sonrası mimari ve şehircilik anlayışının asla eskisi gibi olamayacağını gösterdi. Potansiyel riskleri azaltmak veya virüsün yayılmasını durdurmak için antivirüs tabanlı yeni mimari modeller geliştirilmesi gerektiği ortaya çıktı.
Mekanlarımız ve yaşam alanlarımız nasıl değişecek?
Dünya genelinde inşaat sektörü, gelecek dönemdeki virüs saldırılarına karşı gerekli korumayı sağlamak için uygun tasarım fikirleri, trendler ve planlama teorileri üretmeye çalışıyor. Yapay zeka ve temassız teknolojiler hayatımıza daha fazla girebilir ve pandemi sonrası mimariyi etkileyebilir. Özellikle temasla bulaşan virüslerde temassız teknoloji yeni bir arayüz haline gelebilir ve bir yüzeyi fiziksel olarak itme veya dokunma ihtiyacını ortadan kaldırabilir. Akıllı telefondan çağrılan asansörler gibi daha temassız çözümler üretiliyor. Temassız otomatik kapılar. Bu tarz teknolojiler, hem alan sıcaklığını kontrol etmek hem de zararlı organizmaları, virüsleri ve bakterileri öldürmek için otomatik olarak temizlenme gibi başka programlar da içerebilir.
Enfeksiyonları azaltan yapılar ve şehirler tasarlayabilir miyiz?
Sosyal mesafeye dayalı ve enfeksiyonun yayılma hızını azaltan dikey değil de yatay olarak genişleyen bir planlama anlayışı ortaya çıkabilir. Bitişik düzen ve çok katlı mimari anlayışı ya değişecek ya da dönüşecek. Yapay zeka ile temassız teknolojiler, kendi kendine temizlenebilir malzemeler, virüs önleyici ışıklandırma sistemleri, akıllı sistemler, robotik kullanım daha fazla hayatımıza girebilir. Kısacası iç içe yaşamayı gerektiren mimari ögelerin ve anlayışların tümünün değişmesi ya da yeniden düzenlenmesi gerekecek. Enfeksiyonla mücadelede ve sosyal mesafeyi sürdürmede, şehirler yalnızca toplu taşıma araçlarına bağlı olmaktan ziyade yürüyüş ve bisiklet kullanım yolları sunabilir. Sokakların, daha sağlıklı, daha güvenli, daha yeşil ve daha yaşanabilir hale gelmesini sağlayan çok modlu ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak için yeniden tasarlanması gerekebilir.
Evlerimiz nasıl bir değişime uğrayacak?
Evlerimize daha fazla değer vermemiz ve özen göstermemiz gerekecek. Sosyal izolasyonu sağlayacak, evden çalışma ihtiyacını karşılayacak, karantina dönemlerinde kendi kendine yetmeye imkan sunacak şekilde tasarlanabilir. Makul miktarda bir bahçe alanına sahip tamamen müstakil konutlar ön plana çıkabilir. Mimaride ışıklandırma, havalandırma, yiyecek depolama alanları, iç mekan süslemeleri önem kazanabilir. Evler uzun süre içinden çıkmadan da içinde keyifle yaşanabilir hale gelecek şekilde düzenlenebilir. Çok katlı binalarda ise ortak alanlardan daire kapısına kadar teması azaltacak yeni planlamalar yapılabilir.
İş yerlerimiz nasıl değişecek?
Aslında uzaktan çalışma, 1970'lerde geliştirilen alternatif bir çalışma düzeni ama pandemiyle iş hayatımıza hızlı bir giriş yaptı. Her sektör için uygulanabilir bir yöntem olmasa da birçok işin uzaktan ve dijital ortamdan yapılabileceği görüldü. Kamu binaları, sağlık ve turizm sektöründeki binalar ile fabrikalarda ise çalışma ve bekleme alanlarındaki sosyal mesafe genişletilebilir. Temassız geçiş, otomatik kullanım, sağlıklı ve iyi havalandırma sistemleri uygulanabilir. Kalabalık çalışılan üretim tesislerinde virüs önleyici ışıklandırma sistemleri takılarak düzenli aralıklarla uygulanabilir.
Gelecekteki mimari yaklaşımlar nasıl değişebilir?
Gelecekte, kendi kendine yeten binalar ve yaşam tarzlarına öncelik verilecektir. Isıtma ve soğutma sistemleriyle ilgili tüm verimli enerji stratejilerine ek olarak, mimarlar su temini ve gıda üretimiyle de ilgili çözümler üretecekler. Yüksek binalar, mümkün olduğunca çok insanı tek bir yerde organize edecek şekilde tasarlandı. Pandemi döneminde asansörler, asansör düğmeleri, kapı kolları ve yüzeyler gibi çok katlı binalardaki her şeyle teması azaltmak gerektiği ortaya çıktı. Daha alçak binalar, daha fazla bahçe, daha fazla doğal ışık, daha iyi havalandırma, daha hijyenik malzemeler, daha ileri teknoloji, daha hafif ve uyarlanabilir yapılar ortaya çıkabilir.
Bundan sonraki süreçte iç tasarımdan şehir planlamasına kadar salgınlara karşı her düzeyde ve ölçekte önlemler alınmasını sağlayacak çözümler geliştirilecektir. Gelecek belirsizliğini koruyor ve en doğru stratejileri oluşturmak için her alanda multidisipliner çalışmalara ihtiyaç var.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İbn-i Sina'nın Asırlık Şifa Reçetesi! Grip Ve Nezle Kabusunuz Olmazsın: 'Öksürüğü Bıçak Gibi Kesiyor, Bağışıklığı Güçlendiriyor!'
Kış aylarında açık havada spor yaparken dikkat
Tok tutuyor, kalbi koruyor, kemikleri güçlendiriyor! İşte balkabağının bilinmeyen faydaları
Yapay zekada cinsel istismar tehlikesi; ebeveynler dikkatli olmalı
Kalp krizine benzer belirtileri var! ‘Panik Bozukluk’ kadınlarda daha sık görülüyor