Sarsmaz, en sık görülen obsesyonlar ve kompulsiyonlar ile ilgili, “Obsesyonlar ve kompulsiyonlar kültürden kültüre değişmekle birlikte, tüm dünyada en çok görülen obsesyon ve kompulsiyonlar şu şekildedir. Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu, kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu, cinsel içerikli obsesyonlar, dini içerikli obsesyonlar, simetri-düzen obsesyonları ve kompulsiyonları, dokunma kompulsiyonları, sayma kompulsiyonları, biriktirme ve saklama kompulsiyonları, batıl inançlar, uğurlu uğursuz sayılar ve renkler. Obsesif hastalar, kaygı verici düşüncelerinden kaçınarak başa çıkmaya çalışır.Fakat kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle kaçınma davranışı pekişerek güçlenmektedir. Bu durum kısır bir döngü haline gelmektedir” dedi.‘TEDAVİ EDİLEBİLİR’Sarsmaz, obsesif kompulsif bozukluğun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:“Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde ilaç kullanımı ve bilişsel davranışçı psikoterapinin en etkili yöntemler olduğu kanıtlanmıştır. Bilişsel davranışçı terapiler, hastalığın tedavisinde ve nükslerin önlenmesinde çok önemli yer tutmaktadır. Bilişsel terapi bazen tek yöntem olarak kullanılırken bazı durumlarda süreç hem ilaç tedavileri hem de bilişsel terapilerle birlikte yönetilmektedir. İlaç tedavisi beyindeki serotonin seviyelerini artırmaya yöneliktir.Davranış tedavilerinde amaç, hastaya kaygı veren ve kaygı oluşturduğu için kaçma, kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle, yani obsesyonlarla karşı karşıya getirmek ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için ortaya çıkan tekrarlayıcı davranışları, yani kompulsiyonları engellemektir. Bilişsel süreçte ise tehdit, tehlike ve aşırı sorumluluk algılarının ne oranda gerçekçi olduğu, hangi düşünce hataları sonucunda abartılı tehdit ve tehlike algılarının ortaya çıktığı saptanmaktadır. Düşüncelerin bir amaç değil, araç olduğu ve işlevsiz düşüncelerin yerini gerçekçi ve işlevsel düşüncelere bırakması sağlanmaktadır.”