Neden iltihaplanırız? İltihaplanma belirtileri! Kronik iltihap nasıl azaltılır?

Bu köşenin müdavimleri çok iyi bilirler ki en az genetik faktörler kadar çevresel faktörler ve yaşam tarzı seçimlerimiz de nasıl yaşlanacağımızın önemli ve etkili belirleyicileridir. Oranları kişiye göre değişmek üzere stresi sınırlı, huzuru bol bir hayat, uykusu düzenli ve kaliteli bir yaşam, dengeli çeşitli ve yeterli bir beslenme planı ve mümkünse her gün tekrarlanan ılımlı bir egzersiz alışkanlığı sağlığımızı etkileyen yaşam tarzı seçimlerimizin en önemlileridir. Ne var ki bütün bunlara rağmen benim MAHŞERİN ÜÇ ATLISI olarak tanımladığım glikasyon/şekerlenme, inflamasyon/iltihaplanma, oksidasyon/paslanma da yaşam tarzı seçimlerimiz kadar önemlidir. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Hürriyet'teki köşesinde iltihaplanma ile ilgili önemli bilgiler verdi, uyarılarda bulundu.KRONİK iltihaplanmaya yol açan sorunların çoğu yanlış beslenmekten, gıdalarımıza karışan toksinlerden yani gizli zehirlerden kaynaklanıyor. Özellikle katkı maddeleri, trans yağlar ve benzeri kimyasallar iltihaplanmayı hızlandırabiliyor. Soluduğumuz havadan cildimize sürdüğümüz kremlere, temizlik için kullandığımız şampuanlardan daha iyi hava solumak için tercih ettiğimiz oda kokularına kadar binlerce kimyasal bazen solunum, bazen sindirim sistemleri bazen de cildimiz yoluyla bedenimize giriyor ve bizi iltihaplandırıyor. KRONİK iltihaba yol açan süreçler oldukça detaylı olsa da biz bilelim ki bu olayların neredeyse tamamı bedenlerimizde düşük profilli bir savaşa yol açıyor. Hücre doku ve organlarımızı adeta için için yanan bir yangın yerine çeviriyor. Bu sessiz ve derinden ilerleyen yangın, oluşturduğu tahribat ve ürettiği yeni kimyasallarla kanserlerden damar sertliğine, eklem aşınmalarından (artritler) akciğer, böbrek ve karaciğer hastalıklarına, kalp damar hastalıklarından Alzheimera kadar değişebilen bir dizi yaşlılık problemine yol açıyor. Eğer bu yangına D vitamini, Omega-3, magnezyum ve benzeri mineral ve vitamin noksanlıkları da eklenirse bilelim ki bu sessiz yangının tahribatı daha da artıyor. KRONİK iltihaplanmanın varlığını ve seviyesini gösteren en kolay ve ucuz test bu iltihaplanmaya karşı bir reaksiyon proteini olarak vücudumuzun ürettiği C Reaktif Protein/CRPnin miktarını ölçmektir. Kronik iltihap şiddetlendikçe CRPnin kan seviyesi daha da yükseliyor ve prensip olarak iltihap sürdükçe de kandaki CRP seviyeleri normalin üzerinde seyrediyor. Kural olarak CRP seviyemizin 3ün altında olması ve 5i asla geçmemesi lazım. Laboratuvar raporumuzdaki CRP rakamlarını değerlendirirken o laboratuvarın koyduğu üst sınırı da dikkate alalım. DİĞER taraftan eğer damar sertliği ile ilgili iltihaplanma süreçlerini izliyorsak yani damarlarımızdaki pıhtı/plakların oluşturduğu yangını takip etmeyi arzu ediyorsak daha hassas bir parametre olan Yüksek Duyarlılıklı CRP testi / hsCRP testini tercih ediniz. Eğer damar sağlığımız hakkında biraz daha güvenilir, daha net ve açık bir sonuç görmeyi arzu ediyorsak PLAC testini de yıllık tarama planlarımıza ekleyelim. 1. Sağlıklı besinler tüketmeye devam edeceğiz. Bitkisel besinlere öncelik vereceğiz. Katkı maddesi içeren hiçbir besini tüketmeyeceğiz.2. Hazır gıdalardan, paketlenmiş katkılı ürünlerden özellikle un, şeker, yağ eklenmiş hazır besinlerden, fast food yiyeceklerden, trans yağ içeren her türlü besin ve margarinlerden uzak duracağız.3. Daha az yiyeceğiz, mümkünse iki öğüne geçeceğiz.4. Omega-3 zengini besinlere öncelik vereceğiz. (Balıklar, ceviz, ketentohumu, semizotu)5. D vitamini stoklarınızı güçlendireceğiz. 6. Kızartmalardan uzak durmaya dikkat edeceğiz.7. Kilo sorunumuz varsa çözmeye odaklanacağız.8. Düzenli aerobik egzersizleri yapacağız. Özellikle yürümeyi ihmal etmeyeceğiz.9. Dinlenmeyi de unutmayacağız.10. Uykumuzdan taviz vermeyeceğiz.