Her MS’linin MS'inin kendisi için "biricik" olduğunun akıldan çıkarılmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Taşkapılıoğlu, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı:“Vücudun herhangi bir yerinde anormal duyum (tansiyon aletinin manşonunun şişirilmesinin kolda oluşturduğu sıkıştırıp bırakılma hissi) veya uyuşma, donukluk, hissizlik gibi duysal belirtiler, kuvvetsizlik, yürüme, denge ve konuşma bozukluğu, bacaklarda katılık, yorgunluk, depresyon, duygu durum değişiklikleri, baş dönmesi, görme kaybı, görme alanı bozukluğu veya çift görme, işeme, dışkılama ve cinsel fonksiyon bozuklukları, ağrı, kaşıntı, unutkanlık.”“Belirtilerin doktora çok iyi anlatılması gerekir”Tüm nörolojik hastalıklarda olduğu gibi hastanın hikayesinin alınmasının teşhis koyarken önemine değinen Doç. Dr. Taşkapılıoğlu, “MS’in teşhisini koyarken hastada ortaya çıkan belirtilerin doktora çok iyi anlatılması gerekir. Doğru teşhise giden süreçte, ayrıntılı öykü almak ve detaylı bir nörolojik muayene yapmak en önemli kurallar olarak kabul edilir. Bu konuda deneyimli bir doktor, ayrıntılı öykü ve muayene ile klinik olarak MS’in ön teşhisini koyabilir. Teşhisi kesinleştirmede diğer önemli kural ise MS ile karışabilecek hastalıkların dışlanmasıdır” dedi.MS’de teşhisin nörolojik muayene, elektrofizyolojik (sinir iletimini ölçen) testler, beyin omurilik sıvısı incelemesi ve Mmagnetik rezonans (MR) görüntüleme yardımı ile konulduğunu dile getiren Doç. Dr. Taşkapılıoğlu, beyin ve omuriliğin MR görüntüleme ile değerlendirilmesinin önem taşıdığını söyledi. Kimi hastalarda kesin teşhis için beyin omurilik sıvısının incelenmesi, kan testleri ve elektrofizyolojik çalışmaların da gerekebileceğini sözlerine ekledi.