Sepsiste tedavinin başarısını belirleyen en önemli etkenleri; erken klinik tanı, erken mikrobiyolojik tanı, erken yoğun bakım tedavisinin başlanması erken organ yetersizlik riskinin azaltılması, uygun rehabilitasyon ve uygun klinik takip olarak tanımlayan Prof. Dr. Tuğhan Utku, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında aynı mantıkla başarısız olunmasının nedenleri de tanımlanmış olmaktadır. Yoğun bakımlara sepsis hastaları geç gelmektedir. Tedavinin ana üssü olan yoğun bakım ünitelerine hastanın geç gelmesi başarının sırrı olan tüm basamakların gecikmesi anlamına gelmektedir.”
SEPSİS SONRASINA DA DİKKAT EDİLMELİ
Sepsis zamanında tedavi edilse dahi sonrasına da dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Prof. Dr. Tuğhan Utku, sepsis geçirdikten sonra yaşayanların yüzde 40’ının ciddi ve uzun süren etkiler altında kaldığını belirterek Post-sepsis sendromuna dikkat çekti. Yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatırılan kişilerde ve uzun süre hastanede kalanlarda PSS'ye sahip olma riskinin daha yüksek olduğunu anlatan Prof. Dr. Utku, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “PSS her yaştan insanı etkileyebilir. Bununla birlikte şiddetli sepsisten kurtulan daha yaşlı kişiler, kendi yaşlarındaki diğer kişilere göre uzun süreli bilişsel bozukluk ve fiziksel sorunlar açısından daha yüksek risk altındadır. Bununla birlikte post-sepsis sendromu (PSS), sepsisten kurtulanların yüzde 50'ye kadarını etkileyen bir durumdur; fiziksel ve/veya psikolojik uzun vadeli etkileri içerir. Uyumakta zorluk ya uykuya dalmakta ya da uykuda kalmakta zorluk, yorgunluk, uyuşukluk, nefes darlığı, nefes almada zorluk, kas güçsüzlüğü veya eklem ağrısı, uzuvlarda şişlik, özellikle sepsisin ilk nöbetini takip eden ilk birkaç hafta ve aylarda tekrarlayan enfeksiyonlar, iştahsızlık, azalan organ fonksiyonu, örneğin böbrek, karaciğer, kalp, saç kaybı, deri döküntüsü yaşanabilecek fiziksel etkiler arasında yer alır. Bununla birlikte, halüsinasyonlar, panik ataklar, kabuslar, azalan bilişsel (zihinsel) işlevsellik, benlik saygısı kaybı, depresyon, ruh hali dalgalanmaları, konsantrasyon zorluğu, hafıza kaybı ve travma sonrası stres bozukluğu da PSS’nin psikolojik veya duygusal etkileri arasında yer alıyor."