Burundan nefes alındığında, vücuttan nitrik oksit salınır. Bu molekül kan damarlarını açar. Lulu Adams, burundan nefes almanın kan damarlarını açarak, özellikle akciğerlerde, nitrik oksitin vücutta daha iyi dolaşımını sağladığını, bunun da organlara daha fazla enerjinin iletilmesi anlamına geldiğini belirtti. Melbourne'de yaşayan bir kişisel antrenör olan Mark Hallam da burundan nefes alıp verdiğimizde vücudumuzu verimli bir şekilde oksijenlendirdiğimizi söyledi. Kore Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, burundan nefes alma ile ağızdan nefes alma arasındaki farka bağlı olarak katılımcıların daha yüksek beyin aktivasyonu gösterdiği ortaya atıldı. Dr.Topuz, koku duyumuzun çalışabilmesi için burundan nefes alınması gerektiğini, bunun da hem beslenme alışkanlığımız açısından hem de ruhsal açıdan ne kadar önemli olduğunu hatırlattı ve koku duyusunun vücudumuzu nasıl etkilediğini anlattı: "Koku duyumuz sayesinde yenen besinlerin tadı daha iyi alınır ve besinler daha cezbedici hale gelir. Ayrıca koku duyusu öğrenme, hafıza, korku ve sevinç gibi davranışların kontrol edildiği beynin limbik sistemi ile direkt bağlantılıdır. Bu bağlantı nedeniyle koku ve duygu durumu arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Limbik sistem kadınlarda erkeklere göre daha gelişmiş olduğu için kadınlar kokulara daha hassastır."
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GELİŞTİRİR
Pratisyen hekim ve Tıbbi Beslenme Uzmanı olan Dr Sarah Brewer, burun pasajlarındaki hava akışının ağızdan geçen havadan farklı olarak bir arındırma sistemi içinden geçtiğini şu sözlerle anlattı: "Bu, mikroplar, kirlilik, duman, toz, alerjenler ve zararlı maddeler gibi hava yoluyla taşınan kontaminantları filtrelemeye yardımcı olur. Bunun için burun, özel hücreler ve küçük tüylerden oluşan bir tabaka ile kaplıdır. Bu hücreler, kir ve mikropları yakalamak için yapışkan bir mukus üretirken, bu küçük tüyler sürekli olarak mukusu burun ve boğazın arkasına doğru temizlemek için çarparlar."