Anemisi olan hastada hastalığın nedenlerinden bağımsız olarak birçok şikâyetin benzer olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuzer, “Hastalar sıklıkla çabuk yorulma, merdiven çıkmada zorluk, eforla gelen çarpıntı ve nefes darlığı, ciltte solukluk, baş dönmesi, kramplar, uyku problemleri, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve şekil değişikliği, konsantrasyon güçlüğü ve unutkanlık gibi şikayetlerle başvurmaktadır. Daha az sıklıkta da toprak ve buz yeme isteği, şiş ve kırmız dil, dudak kenarında çatlaklar, cilt ve gözlerde sararma, el-ayaklarda uyuşma, duyu kusuru, tüm eklemelerde ağrı ve sinirlilik ile başvurabilirler. Hatta hastalar ağır anemilerin neden olduğu kalp krizi tablosu ile de karşımıza gelebilirler” açıklamasında bulundu.
ANEMİ TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK
Anemi tedavisinin her zaman nedene yönelik olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yavuzer “Hayati tehlikesi olan anemi hastalarında hızlı kan transferleri, demir eksikliği olanlarda ağızdan hap ve ya damardan serum şeklinde demir destek tedavileri tercih edilebilir. B12 ve folat eksikliğinde ek vitamin tedavileri, kronik böbrek yetmezliğinde kemik iliğinde alyuvar yapımını uyarıcı eritropoetin hormon tedavisi, otoimmun ve kemik iliğini tutan hastalıklarda hastalıkların tedavisi ile anemiler tedavi edilebilir. Ancak altta yatan nedene yönelik araştırmaların yapılmaması, uygunsuz tedavilerin verilmesi, hasta uyumsuzluğu (tedaviyi yan etkiden veya süre uzunluğu gibi nedenlerle eksik bırakması) gibi etmenler anemiyi tedavisi zor bir halk sağlığı sorunu haline getirmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.