İletişim Uzmanı Dr. Şaban Kızıldağ, mazeret üretmenin Türkiye'de 'toplumsal bir hastalık' boyutunda yaygın olduğunu söyledi.Kızıldağ iş yaşamında 'mazeret üretmenin' başarısızlığa yol açtığını anlattı ve yapılan araştırmaların sonuçlarına göre; Türk vatandaşlarının yüzde 70'inin kendisi ile barışık olmadığını, hayal etmediğini, Dedikodu yaparak birbirlerini suçladığını vurguladı. Fakat en önemlisi, her zaman bir mazeretimiz var. Yani, mazeret üretmekte üzerimize yok. Hiçbir zaman vaktimiz olmaz ve her zaman yorgunuzdur. Hazreti Ali bir sözünde, 'Mazeret, insanın kendisine söylediği en büyük yalandır' der. Hepimiz biliriz ki, mazeret bizim en önemli toplumsal yaralarımızdan biridir. Bireysel konularda da toplumsal meselelerde de mazeret üretme konusunda son derece başarılı bir toplumsal yapıya sahibiz. Günlük yaşamda sık sık sığınılan ve toplumsal bir alışkanlık haline gelen mazeret üretiminin, özellikle iş hayatına olumsuz yansımaları bulunduğunu belirten Kızıldağ, Patronların da işçilerin de çeşitli gerekçelerle mazeret göstermelerinin işletmelerde kötü yönetimi, başarısızlığı ve çözümsüzlüğü beraberinde getirdiğini vurguladı.