BİR: Kanımızdaki şeker seviyeleri makul miktarların üzerine çıktığında bedenimizdeki pek çok molekülü, dolayısıyla hücresel yapıyı, dokusal bütünlüğü ve organsal fonksiyonları bozuyor. Yerleştiği her yeri “karamelize” edip serleştiriyor, sakızlaştırıyor. Haberin Devamı
İKİ: Bir başka deyişle bedenimizdeki aşırı şeker yükü reaksiyona girdiği her molekülün yapısını altüst ediyor, fonksiyonlarını engelliyor.
ÜÇ: Şekerlenmeye bağlı en tehlikeli değişim ise kolesterol moleküllerinde ortaya çıkıyor.
DÖRT: Özellikle “kötü kolesterol LDL”nin LDL-3 ve LDL-4 olarak tanımlanan tipleri şekerlenerek glikasyona uğradıklarında “ULTRA KÖTÜ KOLESTEROL” olarak tanımlanan çok daha riskli ve farklı yeni bir kolesterol formuna dönüşüyor.
BEŞ: Bu yeni, farklı ve olağanüstü zararlı kolesterol, damar duvarındaki sertleşme ve damar içi plak oluşumu ve pıhtılaşma süreçlerini inanılmaz bir hızla tetiklemeye başlıyor. Şeker hastalarında kalp damar hastalıklarının, kalp krizlerinin, beyin damar hastalıklarının, felçlerin ve bunama probleminin neden daha sık görüldüğünü bu bilgi sanırım net ve açık olarak ortaya koyuyor.