Lenfoma belirtileri nelerdir?
Lenfatik sistem, lenfatik organ ve lenfatik damarlardan oluşan ve vücudumuzun bağışıklık sistemini oluşturan bileşenlerdendir. Lenfatik sistemin en önemli hücreleri arasında B ve T lenfositler yer almaktadır. Bu hücrelerin bazıları bir taraftan vücuda giren mikroorganizmalara karşı direkt olarak savaşırken, bir kısmı ise her türlü enfeksiyon ve bağışıklık sistemini ilgilendiren iltihabi olayda adeta orkestra şefi gibi bağışıklık sistemini yönetir, ayrıca bağışıklık sistemi hafızasının oluşmasını sağlar. Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Deram Büyüktaş lenfoma hakkında önemli bilgiler verdi.
Haberin Devamı
/

Timus bezi ve kemik iliği B ve T lenfositlerinin üretildiği ve olgunlaştığı organlarken, lenf düğümleri, dalak, bademcik, apendiks gibi organlar lenfositlerin mikroplarla ve diğer çeşitli etkenlerle karşılaşıp uyarıldığı ve çoğaldığı organlardır.Lenfomalar da işte bu lenfosit adını verdiğimiz hücrelerin kontrolsüz çoğalma durumudur. Bu kontrol dışı çoğalan (malign) hücreler normal hücrelerden daha hızlı çoğalırlar ve daha uzun yaşarlar. Malign lenfoma hücreleri de normal sağlıklı lenfositler gibi lenf düğümleri, dalak, kemik iliği, timus bezi, kan ve diğer organlarda çoğalabilir.Lenfomanın sebebini kesin olarak bilmesek de virüsler (EBV, HTLV-1, HHV, HIV gibi), bağışıklık yetmezliği (immünsupresyon durumları, HIV enfeksiyonu, organ nakilli hastalar, immünsupresif tedavi alan hastalar), kimyasal madde ve veya radyasyon teması, genetik mutasyonlar lenfoma oluşumunda rol oynamaktadır. Hastalık bulaşıcı değildir.Ağrısız lenf bezi şişliği, ateş, kilo kaybı, gece terlemesi lenfomada en sık görülen şikayetlerdir. Bunların dışında iştahsızlık, kaşıntı, nefes darlığı, öksürük, yüz ve boyunda şişlik, karın ağrısı, karında ele gelen kitle gibi şikayetler de görülebilir.
/

Hastalık teşhisi için doktor muayenesi, kan tetkikleri ve radyolojik görüntüleme gerekmektedir. Kesin tanı biyopsiyle konur. Bu ise genellikle “eksizyonel lenf nodu biyopsisi” dediğimiz cerrahi doktorunun lenf nodunu bütünüyle çıkartması işlemiyle yapılmaktadır. Muayenede ele lenf düğümü gelmediği ve hastalıklı alanın göğüs ve karın boşluğunda olduğu durumlarda genel anestezi altında girişimsel radyoloji veya cerrahi tekniklerle biyopsi alınır. Biyopsi patolog tarafından incelenerek tanı konur.Lenfomalar Hodgkin ve non-Hodgkin (Hodgkin-dışı) lenfomalar olmak üzere iki ana gruba ayrılır.Lenfomanın tedavisi lenfomanın türüne, hastanın yaşına, genel durumuna, ek hastalıklarına ve hastalığın evresine göre değişmektedir.Günümüzde kemoterapi, immünoterapi, akıllı ilaçlar, hedefe yönelik (target) tedaviler, radyoterapi, kök hücre nakli, bispesifik antikorlar ve CAR-T tedavisi olmak üzere pek çok tedavi yöntemi mevcuttur.Verilen tedaviler malign lenfoma hücrelerini yok etmeyi amaçlar. Tedavilerin bir kısmı damar yoluyla, bir kısmı cilt altı (subkutan) yolla, bir kısmı da ağız yoluyla verilmektedir. Yan etkilerin azaltılması için çeşitli destek tedaviler de uygulanır. Tedavi yanıtının değerlendirmesi tomografi veya PET-BT ile yapılmaktadır.
Haberin Devamı
/

Hodgkin lenfomalar daha çok genç erişkinlerde görülen B lenfosit kaynaklı lenfomalardır. Kombine kemoterapilerle şifa elde edilebilir. Radyoterapi gerek görülen hastalarda uygulanmaktadır. Nükseden veya dirençli vakalarda otolog kök hücre nakli bir tedavi seçeneğidir. Son zamanlarda PET-BT’nin kullanılması, Brentuximab vedotin’in kullanılması, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi (PD-1 ve PD-L1 blokerleri) hastalığın tedavisi ve kontrolünde büyük ilerleme sağlanmasına sebep olmuştur.Hodgkin-dışı lenfomaların pek çok alt tipi mevcuttur ve B veya T lenfositlerden kaynaklanabilirler. Bu lenfomaların seyirleri birbirinden farklılık gösterir. Bir kısmı indolen dediğimiz yavaş seyirli gidiş gösterirken, bir kısmı agresif yani daha hızlı bir seyir gösterebilir. İndolen lenfomaların bir kısmı belli durumlarda sadece tedavisiz izlenerek takip edilirken, bazı durumlarda tedavi gerekliliği ortaya çıkar. Agresif lenfomalar ise daha çabuk çoğalan hücrelerden oluştuğu için tedavilere daha iyi yanıt vermektedirler, şifa elde edilmesi daha olasıdır. Hodgkin dışı lenfomaların tedavisinde de kombine immünokemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi bulunmaktadır. Otolog kök hücre nakli yine tedavi seçenekleri içerisindedir. Son dönemlerde kullanıma giren bispesifik antikorlar ve CAR-T tedavileri bu lenfomaların bir kısmında tedavi konseptinin değişimine ve tedavi başarısının artmasına yol açmıştır.
/

Bispesifik antikorlar (epcoritamab, glofitamab vb.) bir çeşit immünoterapi yöntemidir. Damardan veya cilt altına uygulanabilir. Ülkemizde şimdilerde klinik faz çalışması veya insani erişim programıyla tedavi olanağı mevcuttur, rutin kullanıma henüz girmemiş olan maliyeti oldukça yüksek bir tedavi seçeneğidir. Bu ajanlar hem kanser hücresine bağlanır hem de T lenfositlere bağlanıp onları aktifleştirerek bağışıklık sisteminin tümör hücrelerine saldırtarak tümör hücrelerini öldürmesine yol açar.CAR-T tedavisi de yine ülkemizde kısıtlı merkezlerde klinik faz çalışması olarak mevcuttur. Mevcut tedavilere dirençli veya nükseden lenfoma olgularında uygulanır. Bu tedavi yönteminde hastanın kendi kanı (otolog) veya yabancı bir kişinin (allojenik) kanından toplanarak özel tekniklerle üretilen programlanmış T lenfosit hücreleri kanser hücrelerini tanıyarak onları yok etmektedir. Maliyeti oldukça yüksektir. Avrupa ve Amerika’da rutin kullanıma geçilmiştir.Lenfoma tedavisinde umut verici gelişmeler vardır ve bahsedildiği üzere hastalıkla savaşmak için pek çok tedavi yöntemi mevcuttur. Kimi lenfomalar şifayla sonuçlanırken, kimi de tedaviye yanıt vermeyebilir veya bir süre sonra nüksedebilir. Nüks ihtimali olduğu için, tedavi bittikten sonra da belli aralıklarla hastaların takibi devam eder ve hastalar genellikle en az 5 yıl boyunca izlenir.