Bahar mevsimi uzadı, polenler arttı
Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi bitkilerin normalden daha erken tozlaşmasına, bu durum da polenlerin çok daha erken görülmesine neden oluyor. Havanın daha erken ısınması ve daha geç soğuması polen mevsimlerinin daha öne gelmesine ve daha uzun sürmesine yol açıyor. “Polen alerjisi olanlarda burun akıntısı, kaşıntı, hapşırık, burun tıkanıklığı gibi alerjik rinit semptomların önceki yıllara göre daha erken başladığını, daha şiddetli seyrettiğini ve daha uzun sürdüğünü görüyoruz” diyor Doç. Dr. Sözener ve yapılmış çalışmalardan bahsediyor:“Çok uluslu bir meta-analizde ölçüm yapılan bölgelerin yüzde 71’inde artmış alerjenik polen düzeyleri, yüzde 65’inde ise uzamış polen mevsimi süresi saptanmış.1995-2019 yılları arasında yapılan 25 yıllık bir çalışmada ise; pik polen döneminin doğrusal bir eğilimle her yıl 1,7 gün öne geldiği, pik polen dönemi süresinin yılda 1,3 gün uzadığı, mevsimsel alerjik rinit hastalarının aile hekim başvuru sıklığında yılda 0.01 kat artış olduğu gösterilmiş.”
İklim değişikliğinin yol açtığı afetler, hastalıkları nasıl etkiliyor?
Küresel ısınmaya bağlı aşırı hava olayları artan sıklıklarla kendisini gösteriyor. Günlerce hatta haftalarca süren orman yangınlarında hem çok geniş yeşil alanlar yok oluyor hem de vahşi hayvanların yaşam alanları küle dönüyor. Bu yangınların insan sağlığı üzerinde bıraktığı izleri ise Doç. Dr. Zeynep Çelebi Sözener şöyle anlatıyor:“ABD’de 2017’deki Kaliforniya yangınlarında günlük 300’den fazla solunum sistemi ve kardiyovasküler sistemle ilişkili, astım ataklarıyla ilişkili hastane başvuruları bildirilmiş. Brezilya’dan bildirilen verilerde Amazon ormanı yangınlarında ise hava kirliliğine bağlı solunum şikayetleri ile ilgili hastane başvurularında yüzde 23’lük bir artış olduğu belirtilmiş.”Yangınların dışında sağlığı olumsuz etkileyen bir faktör de kum fırtınaları. Özellikle Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Pasifik bölgesi için ciddi tehdit oluşturuyor. Bu tozların içerisinde hava kirliliğine yol açan partiküllü kirleticiler olduğu gibi, alerjenler ve mikrobik partiküllerde bulunuyor. Sözener, “İran’da ve ülkemizde yapılan çalışmaların sonuçları bize toz konsantrasyonlarının yüksek olduğu günlerde astım ataklarıyla hastane ve acil servis başvurularının yüksek olduğunu ve ölüm riskinin arttığını gösteriyor” diyor.Küresel ısınmanın etkisiyle görülen şiddetli yağmurlar, fırtına ile beraber olduğunda atmosferde bulunan polenler gibi alerjenler yağmur damlaları ile hızlı bir şekilde yere çarpıyor. Beraberinde şimşek ve gök gürültüsünün de etkisiyle mekanik olarak daha küçük partiküllere parçalanıyor ve sprey etkisiyle tekrar havaya püsküren polen, kolaylıkla solunabiliyor. Bu da polene duyarlı astım hastalarında astım ataklarını tetikleyebiliyor. Sözener bu duruma ‘fırtına astımı’ denildiğini belirtiyor ve yine dünyadan bir örnek veriyor:“2016 yılında Avustralya Melbourne’de görülen fırtınada 30 saat içerisinde solunum yoluyla ilişkili acil başvurularında 6 kat artış görülmüş ve bu başvuruların büyük çoğunluğunun alerjik rinit veya astım nedeniyle olduğu bildirilmiş.”