"Gençlerin çoğu bu hastalıkla boğuşuyor"
Günümüzde gençlerin de bu hastalıkla karşı karşıya bırakıldıklarını söyleyen Prof. Dr. Cebrail Kısa şöyle devam etti: “Hepimiz bir yarış ve sınav çağının içerisindeyiz. Üniversiteye hazırlanan gençler yoğun ders çalışmalarından dolayı spor ve hobilerini bırakıyorlar. Anne babaların yoğun baskıları var. İş bulmanın ve geçimin sağlanmasının zorlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Aynı zamanda evlenmenin ve ilişkiye devam etmenin de zorlaştığı bir dönem. İnsanlar yalnızlığa itiliyorlar ve yalnızlığın içinde de başarıya odaklanamıyorlar. Gençler okulu bitirince iş bulamıyor, iş bulunca verilen ücretin aldığı eğitimin karşılığı olmadığını düşünüyor veya uzun mesai saatlerinde çalışmak durumunda kalıyorlar. Bu yüzden kronik yorgunluk sendromu gençlerde de görülmeye başladı. Hepimiz hobilerimizi, sevdiğimiz şeyleri bırakarak yola devam ediyoruz. İçinde bulunmak istemediğimiz, parası düşük, gelecekte yükselmenin olamadığı bir sistemdeyiz.” "İntihara kadar varabilir" Eskiden geçici bir durum olarak düşünülen kronik yorgunluk sendromunun günümüzde tanı sistemlerinde hastalık olarak geçtiğini belirten Prof. Dr. Kısa “Bazen etrafımızdakiler kronik yorgunluğun geçeceğini söylerler fakat işten ayrılma, boşanma veya herhangi bir sebeple içe kapanma hali üç beş yıl devam ederse süreç intihara kadar varabilir. Kronik yorgunluk sendromunun belirtileri hem psikolojik hem de fiziksel olarak yaygındır.
Özellikle kronik hastalığı olanlarda hastalık fiziksel aktiviteyi engelliyorsa, hastalar sürekli hastane döngüsündeyse bu da kronik yorgunluğa ve tükenmişliğe neden oluyor” diye konuştu.