‘Ihlamur kaynatılmamalı, demlenmeli’
Arslan, özellikle ıhlamur bitkisinin demleme usulüyle hazırlanması gerektiğini belirterek, “Soğuk gecelerde ıhlamur kaynatmayı beslenme kültürümüzde sık görüyoruz ancak ıhlamur kaynatılmamalı, demlenmelidir. Çiçek, yaprak ya da uçucu yağ taşıyan çaylar infüzyon dediğimiz demleme yöntemi ile hazırlanmalıdır yani 1 su bardağı kaynatılmış, 5 dakika bekletilmiş suya 1 tatlı kaşığı kadar ıhlamur eklenmeli, 5 dakika bekleyip süzerek tüketilmelidir. Aynı yöntem adaçayı, rezene, melisa için de uygulanmalıdır. Aksi takdirde bu bitkiler kaynatıldıkça uçucu yağlar gideceği için bitki etkisini kaybetmeye başlayacaktır" ifadelerini kullandı.
‘Yapraklar, çiçekler demlenir; kökler, kabuklar, meyveler kaynatılır’
Arslan, demleme tekniklerinden bahsederek, “Kök, kabuk, meyve ve tohumlardan ise dekoksiyon dediğimiz kaynatma yöntemi ile çay hazırlanır. Belli miktardaki drog yani meyve, tohum ne ile çay hazırlıyorsak cam kaynatma kabına koyulur. Alüminyum olmamasına dikkat edilmelidir, çünkü drogla etkileşime girebilir. Hazırladığımız bitki karışımına, bu karışım kuşburnu, karanfil, tarçın, taze zencefil olabilir, belli miktar soğuk su eklenip kaynatılır. Kaynama başladıktan sonra 5-10 dakika kaynatmaya devam edilir, süzülüp tüketilir. Bitki çaylarından en iyi verimi alabilmek için ‘Yapraklar, çiçekler demlenir; kökler, kabuklar, meyveler kaynatılır.’ cümlesi hatırımızda kalmalıdır. 2 yaş altında çocuklar, kronik hastalığı olanlar, yaşlı bireyler hekim önerisiyle bitki çayı kullanmalıdır. Hiçbir bitki çayının tek başına zayıflamaya etkisi olmadığı unutulmamalıdır. Günde 1-2 fincan farklı bitki çayları tercih edip yetişkinler en az 8 bardak su tüketmeye özen göstermelidir” ifadelerini kullandı.