“Kireçlenme olmadan kıkırdaklarımızı koruyalım”
Prof. Dr. Ahmet Murat Bülbül “Kıkırdak dokusu, kendini yenileyemez, ilaçla iyileşemez. Eğer kıkırdak dokusu hasarlanırsa halk arasında kireçlenme dediğimiz rahatsızlık ortaya çıkar. Bu nedenle kireçlenme yaşanmadan kıkırdak dokusunun korunması oldukça önemli” dedi.
Ortopedi ve Tramvatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Murat Bülbül, kireçlenme meydana gelmeden kıkırdak sağlığını korumanın önemine ilişkin açıklama yaptı. Bülbül, kıkırdak dokusunun eklemi oluşturan yüzeyleri birleştirdiğini belirterek “İki kemiğin ucunda var olan dümdüz bir zemindir. Bu zemin iki kemiğin birbiriyle hareket etmesini sağlamak için oluşmuştur. Kıkırdak dokusu insanın mobilize olmasını sağlar” ifadelerini kullandı.
Kıkırdak dokusunda damar ve sinir bulunmadığına dikkati çeken Bülbül, şöyle devam etti:
“Lenf dolaşımı yoktur. Kendini yenileyemez. Bu sebeple hasar aldığında kendini onaramaz ve eklem ağrısı oluşturur. Kıkırdak eğer hasarlanırsa halk arasında kireçlenme dediğimiz rahatsızlık ortaya çıkar. Kireçlenme hareketlerimizi kısıtlar. Hareketlerimiz kısıtlandığında bundan tüm vücudumuz etkilenir. Dolaşım, sindirim ve boşaltım sistemi normal olarak çalışmaz.
Günlük rutin hareketlerimizi gerçekleştirmekte güçlük çekeriz. Kıkırdağın sağlıklı olması insan sağlığı konusunda önemli bir rol oynar. Kıkırdaklarımızın sağlığı için önceliğimiz vücut ağırlığımızı korumak ve kilo fazlalığımız varsa onlardan arınmaktır. Ek olarak spor öncesi ufak egzersizler yapmanızı öneriyoruz. Ağır sporlar kıkırdak dokusuna zarar verir. Vücut yükünüzün tamamını eklemlerinize vermememiz gerekir. Doğru sporu yapmazsanız kireçlenme hastalığı meydana gelebilir.”
Bülbül, sigaranın kıkırdağın en büyük düşmanlarından biri olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi: “Sigara, dolaşımı bozar. Kıkırdakta geri dönüşümsüz hasarlanmalar meydana gelebilir. Kıkırdağı ilaçlar iyileştiremez. Kıkırdağın etrafındaki kasları ve tendonları güçlü tutmamız gerekiyor. Ekleminiz bir defa hasar görürse bunun geri dönüşü yoktur. Cerrahi operasyonlardan önce hastalıklardan korunma yöntemlerini bilmek gerekiyor. Çünkü bu konu özelinde cerrahide başarı şansı yüzde 50’nin altındadır.”