EĞER şu ya da bu nedenle -ki neden çoğu zaman genetik mirasa eklenen beslenme hataları ve yetersiz fiziksel aktivitedir- insülin fazlalığı yani aşırı insülin yükünüz varsa bu sizin de günümüzün en yaygın kilo tetikçilerinden biri olan “insülin direnci kuyusu”na düştüğünüzün göstergesidir. Bizim literatürümüzde “İnsülin direnci=Kilo direnci” demektir. Peki, bu direncin belirtileri nelerdir?
- Özellikle uzun süre aç kalabilmenize rağmen sofraya oturunca doyma freniniz tutmuyor, önünüze geleni silip süpürüyorsanız...
- Lokmaları neredeyse çiğnemeden yutuyorsanız...
- Yemekten hemen sonra bile yeniden acıkıyor, tatlı veya meyve krizlerine giriyorsanız...
- Bu krizleri takiben de seyrettiğiniz TV dizisinin daha en başında uyuklamaya başlıyorsanız...
- Geceleri boyun bölgesi terlemeleri hatta açlık ataklarıyla uyanmaya başladıysanız...
- Sabah yorgunluğu ve baş ağrılarından şikâyetçiyseniz bu ve benzeri işaretlerin insülin direncinizin arttığı anlamına gelebileceğini unutmayınız.
Yapmanız gerekene gelince... 8-10 saatlik açlıktan sonra sabah aç karnına bir laboratuvara gideceksiniz. Açlık insülin ve şeker ölçümlerinizi isteyeceksiniz. Açlık şekeri rakamının açlık insülin rakamınızla çarpıp 405’e böleceksiniz.
Eğer bulduğunuz rakam 1.7’nin üzerindeyse, hele hele 2’yi de geçtiyse insülin direnci sorununa paçanızı kaptırdığınız, kilo direnci problemi yaşadığınız kesindir.