Keto diyeti nedir? Gerçekten sağlıklı mı?

Googleda en çok aranan ve ünlülerin işe yaradığına yemin ettiği keto diyeti, yağlı ve lezzetli yemekler yiyerek hızlı kilo vermenizi sağlıyor. Peki böyle bir beslenme biçimi gerçekten sağlıklı mı? (Fotoğraflar: Shutterstock)Keto, tam adıyla ketojenik, diyet 2017 boyunca Googleda en çok aranan diyet oldu. Halle Berry ve Kourtney Kardashian gibi ünlüler de keto diyetini öve öve bitiremiyorlar. Beslenmede karbonhidratı minimum seviyelere düşürüp protein ve sağlıklı yağ miktarını artıran bu diyet adını, vücudu ketosis moduna sokmasından alıyor. Yeterince karbonhidrat almayan vücut, ketosis moduna girer ve karbonhidratlardan elde edilen şeker yerine enerji elde etmek için yağları yakmaya başlar. Ketojenik diyetin amacı da yağ yakımını artırmak için vücudu sürekli ketosis modunda tutmak. Keto adıyla son zamanlarda popüler olsa da bu diyetin çeşitli versiyonları yıllardır kilo vermek için kullanılıyor. Dukan diyeti ve Atkins diyeti gibi isimlerle geçmiş yıllarda sık sık karşımıza çıkıyordu. Sadece bugün farklı bir isim altında tekrar karşımızda. Ketojenik diyette günlük besinler genellikle yüzde 10 karbonhidrat, yüzde 20 protein ve yüzde 70 yağ şeklinde alınıyor. Enerji elde etmek için yağ yakmaya başlayan vücut kısa sürede kilo veriyor ve kısa vadede bu kilo geri alınmıyor. Kulağa çok güzel geliyor, değil mi? Aslında değil. Vücudu ketosis moduna sokmak, 1920lerde doktorların epilepsi gibi hastalıklarda nöbet sayısını ve sıklığını azaltmak için kullandığı bir yöntem. Yani ilaçların yetmediği durumlarda son çare olarak kullanılıyor. Sağlıklı bir insanın sürekli ketosis modunda yaşaması sağladığı kilo verme etkisinin yanında bazı olumsuz etkiler de getiriyor ve uzun vadede sağlık problemlerine yol açabiliyor. Diyete ilk başlandığı sırada karaciğer, enerji olarak kullanılması için yağları parçalayıp kana keton salgılıyor. Artık vücudunuz enerjisini glikoz yerine ketonlardan elde eder hale geliyor. İlk günlerde diyetin yan etkileri olarak bilinç bulanıklığı, baş ağrıları, mide bulantısı ve yorgunluk baş gösteriyor. Ayrıca keto diyeti uygulayan bireylerde kötü kokan nefes, idrar ve ter de gözlemleniyor. Hızlı su kaybı yaşandığı için elektrolit seviyelerinde de düşüş yaşanıyor. Bu da dışarıdan bakıldığında kötü gözükmenize neden oluyor. Vücudunuz bu duruma alıştıkça bu belirtiler yavaş yavaş kayboluyor. Hatta bazı araştırmalar keto diyetinin bilişsel aktiviteyi ve odaklanmayı artırdığını gösteriyor. Fakat uzun vadede bu ve benzeri düşük karbonhidratlı diyetler böbrek ve kalp hastalıkları risklerini artırıyor. Üstelik kaybettiğiniz kilonun çoğu vücudun su kaybetmesinden kaynaklanıyor. Uzun vadede spor yapanlara da ekstra bir performans sağladığını gösteren bir kanıt yok. Hızlı sonuç veren düşük karbonhidratlı diyetler yerine yavaş kilo verdiren daha dengeli diyetlere başvurarak kilo vermek her zaman daha sağlıklı bir yöntem. Keto diyeti yapmak isteyenlerin bir doktora danışıp kolesterol seviyeleri ve kalp hastalıkları riskleri hakkında konuşmaları şart.