Kanser tedavisinde kemoterapi yerine hap dönemi
Kan kanseri türlerinden lenfomada, ağızdan alınan ve bazı lenfomaları durdurabilen akıllı ilaçların, bulantı, saç dökülmesi, kısırlık, ikincil kanser gelişimi gibi yan etkileri olan standart kemoterapinin yerini alacağı belirtildi.
Lösemi, Lenfoma, Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, lenf kanserinin birçok kanser türünde olduğu gibi yaklaşık 60 yıldan bu yana kemoterapi ile tedavi edildiğini, ancak bu tedavilerin pek çok önemli yan etkilerinin yanı sıra kişinin yaşam kalitesini de düşürdüğünü söyledi. Hastaya damar yoluyla uzun süre ilaç verilerek uygulanan kemoterapinin, bulantı, saç dökülmesi gibi yan etkilere yol açtığını ifade eden Özcan, bu yöntemin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kullanılmaya başlandığını anlattı.
Özcan, "2000'li yılların başından itibaren tedavide yeni açılımlar elde edildi. Neredeyse bir modern Rönesans başladı. Kanserli hücrenin daha iyi tanınmasıyla birlikte, onun zayıf noktaları bulunarak, tümöre hayat veren ve büyümesine yol açan unsurlar birer birer anlaşılmaya başlandı" dedi. Bu alanda yaklaşık 200'ün üzerinde ilacın üretim ve deneme aşamasında olduğunun altını çizen Özcan, şunları belirtti:
"Erken veya ileri evre kanserde etkili olabilecek 200'den fazla ilacın çalışmaları sürüyor. Her yıl bir ya da iki ilaç da kullanıma giriyor. Bu ilaçlar, hücrenin bir yerinde var olan mekanizmayı yok ediyor ya da durduruyor. Böylece hastalığa yani hedefe yönelik tedavi sağlanıyor. Bunlara, bu tip özelliklerinden ötürü akıllı ilaçlar deniliyor. Bu ilaçlarla tümör ortadan kaldırılmasa bile adeta kalp, tansiyon, şeker hastalığı gibi kronik bir hastalık haline dönüştürülerek, kontrol altında tutulabiliyor.
İdeal ilaç, etkisi yüzde yüz ve yan etkisi yüzde sıfır olan, mümkünse ağızdan ve günde bir kez alınan maliyeti de olabildiğince düşük olandır. Şu an, bu hedefe ulaşmaya daha çok var. Ancak, önemli ilerlemeler var. Şu anda, kemoterapi dışında ağızdan alınan ve bazı lenfomaları durdurabilen önemli ilaçlar üzerinde çalışılıyor ve klinik olarak uygulanmaya başlandı."
"Akıllı ilaçlarla tümör, kronik bir hastalık haline dönüştürebiliyor"
Prof. Dr. Özcan, özellikle lenfomanın bazı alt türlerinde etkili ve etken maddesi "lenalidomid, idelalisib ve ibrutinib" şeklindeki ilaçların hedefe yönelik tedavi ettiğini vurguladı. Özcan, bu akıllı ilaçların ağızdan alındığını ve hastaya büyük kolaylık sağladığını bildirdi. Özcan, "Özellikle ağızdan alınabilen ilaçlar, gelecekte kemoterapinin yerini alacak. En çok kan kanserleri olmak üzere, gelecek on yıl içinde etkisi yüksek, yan etkisi olabildiğince az ve ağızdan alınan ilaçlarla tedavi yapılabilecek" diye konuştu.
Tedavinin ağızdan alınabilen ilaçlarla yapılması durumunda, hasta ve hasta yakınlarının hastaneye bağlı kalmadığının altını çizen Özcan, kişinin tedavisini evde yapabildiğini söyledi. Özcan, hastanede geçirilecek süre içinde oluşabilecek enfeksiyon riskinin ortadan kalktığını, sağlık personeli açısından iç yükünün azaldığını, hasta ve yakınlarının moralinin çok daha yüksek
kalabildiğini söyledi.
Bu ve benzeri ilaçlarla neredeyse kök hücre naklinin bile hastaneye yatırılmadan yapılmasının konuşulduğuna dikkati çeken Özcan, "Damardan kullanılan ve etki gücü yüksek ilaçlar artık kullanımda. Bunlar her yıl yenilenerek etki gücü artıyor" dedi. Özcan, Lenfoma olmamak için yapılabilecek şeylerin başında sigarasız ve aktif bir yaşam geldiğini sözlerine ekledi.