Hareketsizlik bu hastalık riskini artırıyor!
ALS hastalığının ilerleyici ve ölümcül bir hastalık olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Yasemin Giray, “Erkek olmak, yaş ve genetik yatkınlık ALS hastalığında risk faktörleridir. Travma, yetersiz egzersiz, yanlış diyet, şehirde yaşamak, alkol tüketimi, sigara içmek, deri ve elektrikle ilintili sanayi alanlarında çalışmak gibi faktörlerin de ALS oluşumunda etkili olduğu ileri sürülmüştür” dedi. Uzm. Dr. Yasemin Giray, 21 Haziran Dünya ALS günü dolayısıyla ALS hastalığı konusunda açıklamalarda bulundu.


Hastalığın risk faktörlerini hatırlatan Uzm. Dr. Giray, “Hastalık başlama yaşı ailesel formlarda ortalama 43-52 yaş, sporadik (tesadüfi) formlarda ise 58-63 yaştır. 20 yaşından önce başlaması oldukça enderdir. Avrupa ve Amerika’da görülme riski 100 binde 4-6’dır. Erkek cinsiyet, yaş ve genetik yatkınlık risk faktörleridir. Bazı faktörlerin ALS oluşumunda etkili olduğu ileri sürülmüştür. Bunların arasında travma, yetersiz egzersiz, yanlış diyet, şehirde yaşamak, alkol tüketimi, sigara içmek, deri ve elektrikle ilintili sanayi alanlarında çalışmak sayılabilir” açıklamasında bulundu.

Hastalıkta görülebilecek komplikasyonlara değinen Uzm. Dr. Giray, şu bilgileri paylaştı: “Çalışmalara göre sağ kalım süresi ALS semptomlarının başlamasından itibaren ortalama 2,5-3,5 yıldır. Birçok hastada ilk göze çarpan belirtiler lokal güçsüzlük ve kaslarda incelmedir. Hastalığın başlangıcında bazı hastalar özellikle gece belirgin olan kramplardan yakınır. Kramplara fasikülasyonlar (kaslarda seğirme) da eşlik edebilir. Kaslarda seğirme tek ya da birkaç kas grubunda olabileceği gibi tek bir uzvu etkileyebilir, tüm vücuda yayılabilir. Bulbar başlangıçlı (yüz, konuşma ve yutma kaslarını etkileyen grup) hastalarda ilk yakınma genellikle konuşma bozukluğu, daha nadir olarak da yutma güçlüğüdür. Hastanın ilk fark ettiği ve dile getirdiği yakınma ses değişikliğidir. Dil etkilendiğinde dilde güçsüzlük ve seğirme gözlenebilir. Solunum kasları etkilendiğinde hafif solunum yetmezliğinden akut solunum sıkıntısı sendromuna (ARDS) kadar olan ciddi tablolar gözlenebilir.”
“Rutin kan testleriyle teşhis edilebilir”
Tanı koyma sürecinden bahseden Uzm. Dr. Giray, “ALS için özgü bir tanı ya da laboratuvar testi yoktur. Elektrofizyolojik testler (sinir ileti çalışmaları ve iğne EMG’si) yine de en önemli araştırma yöntemidir. Rutin istenen kan testleri, kranyal ya da spinal MR dışında klinik tabloya göre diğer başka testler de istenebilir” şeklinde konuştu.

