Virüsler kas dokusunu çok sever
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş ise virüslerin kas dokusunu çok seven mikroorganizmalar olduğuna işaret ederek, "Virüs kalp kasını tutarsa miyokardit tablosu ortaya çıkar. Ancak son zamanlarda özellikle miyozit dediğimiz kas zafiyetini de çok sık görüyoruz. Çocuk üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor, ama kaslarında güçsüzlük nedeniyle yürüyemez hale gelebiliyor. Hastalık tedavi edildiğinde bu durumda düzeliyor. Bir de bu yıl virüs değişti söylentileri var. Zaten grip virüsünün özelliği, her yıl değişim göstermesidir. Yani virüsler aslında makyaj yapar, bağışıklık sistemi onu tanıyamaz ya da zorlanır ve hastalık oluşur. Ama bazen de o makyaj olmaz, estetik ameliyat olur, o zaman çok büyük salgınlar meydana gelir. Tam grip mevsimindeyiz, her yıl olduğu gibi bu yıl da influenza sayısında bir artış var. Olağan dışı bir şey yok. Bu yıl H1N1 daha ön planda” diye konuştu.
'Aşı oldum yine de grip oldum düşüncesi yanlış'
"Grip aşısı oluyorum ama o sene üç kere grip oluyorum, aşı bir işe yaramıyor" yaklaşımının da doğru olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Çokuğraş, sözlerini şöyle noktaladı:"Özellikle çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan yaklaşık 200 civarı farklı virüs var. Bunlar içinde influenza sadece bir tanesi. Aşı olduğunuzda kalan 199 virüs nedeniyle gene enfeksiyon geçirebilirsiniz. Ama bu enfeksiyonlara daha sonradan influenza da eklendiğinde tablo daha ağır seyreder. Bu nedenle riskli grubun mutlaka aşı olması gerekiyor. 2 yaşından küçük çocuklar, 65 yaşından büyük olanlar, bağışıklık sistemi bir şekilde baskılanmış olanlar, diyabet, kalp gibi kronik hastalığı olanlar ya da kortizon kullanan hastaların grip aşısı olması şart. Herhangi bir virüs enfeksiyonu geçirdikten sonra, ateş düştükten sonra ikinci kez ateş çıkıyorsa, o zaman çok uyanık olmak lazım. Çünkü enfeksiyonun zayıflattığı bir bünyede bir bakteri enfeksiyonu çok daha kolay eklenip daha ağır tablolara yol açabiliyor.”