Glüten, çölyak dışında birçok hastalığı da tetikleyebilir
Glütenin başta çölyak olmak üzere birçok hastalıkla ilişkili olduğunu belirten Prof. Dr. Esin Korkut, “Çölyak dışı glüten duyarlılığının tek belirtisi olabilen ekstra-intestinal semptomlar baş ağrısı, migren, yorgunluk, fibromiyalji, eklem ve kas ağrısı, bacak veya kollarda uyuşma, karıncalanma, alerji, depresyon, kaygı, demir eksikliği anemisi, folat eksikliği, astım, rinit, yeme bozuklukları veya otoimmün hastalıklar şeklinde karşımıza çıkabilir” dedi.
Prof. Dr. Esin Korkut, dünyada en çok tüketilen tahılların buğday, pirinç ve mısır olduğunu belirterek “Glüten, çavdar ve arpada dahil olmak üzere tahıllarda bulunan hamura istenen pişirme özellikleri, tat ve kokuyu vermek amacı ile gıda işlemede yaygın olarak kullanılan bitkisel bir proteindir. Glüten başta çölyak olmak üzere çeşitli hastalıklarla ilişkilendiriliyor. Çölyak hastalığı, çölyak dışı glüten duyarlılığı ve buğday alerjisi en çok bilinen sorunlardır. Bu hastalıkların toplumda görülme sıklıkları sırasıyla yüzde 1, yüzde 0.63 ila 6 ve yüzde 0.1 ila 0.6 olarak biliniyor. Çölyak gibi otoimmün kökenli olan glüten ataksisi ve glüten ilişkili şizofreni gibi nöropsikiyatrik hastalıklar ile dermatitis herpetiformis (duhring hastalığı) bazı yayınlarda ayrı bir grup halinde sınıflandırılır” diye konuştu.
ŞİŞKİNLİK VE BULANTI GİBİ BELİRTİLERE DİKKAT
Buğday alerjisinin buğday proteinlerine karşı oluşan immünolojik reaksiyon olarak tanımlandığına işaret eden Prof. Dr. Korkut sözlerine şöyle devam etti:
“Alerjene maruz kalma yoluna ve altta yatan immünolojik mekanizmalara bağlı olarak deriyi, gastrointestinal yolu veya solunum yolunu etkileyen klasik gıda alerjisi olarak sınıflandırılır. Buğdaya bağlı anafilaksi; mesleki astım (fırıncı astımı), rinit ve ürtikerdir. Belirtiler buğday alımı veya teması takiben dakikalar ya da saatler içinde gelişir. Tanı deri ve kan testleri ile konulmakta olup tedavisi buğday ve diğer glüten içeren tahılların alınmamasıdır. Çölyak dışı glüten duyarlılığı ise çölyak ve buğday alerjisinden farklı olarak otoimmün ya da alerjik kökeni olmayan, glüten alımından birkaç saat veya gün sonra ortaya çıkan, glüten çekilmesiyle hızla düzelen ve glüten yüklemesinden hemen sonra tekrarlayan irritabl bağırsak hastalığı (huzursuz bağırsak) semptomları ve bağırsak dışı bulguları ile karakterize bir durumdur. Sindirim sistemi semptomlarına benzeyen huzursuz bağırsak sendromu karın ağrısı, şişkinlik, bağırsak alışkanlığı anormallikleri (ishal veya kabızlık), mide bulantısı, geğirme, gastroözofageal reflü hastalığı ve aftöz stomatit gibi belirtileri içerebilir.”
BAĞIRSAK DIŞI ETKİLERİ BUNLARA NEDEN OLABİLİR
Prof. Dr. Korkut, “Sindirime ait semptomların yokluğunda bile çölyak dışı glüten duyarlılığının tek belirtisi olabilen ekstra-intestinal semptomlar baş ağrısı, migren, yorgunluk, fibromiyalji, eklem ve kas ağrısı, bacak veya kollarda uyuşma, karıncalanma, dermatit (egzama veya deri döküntüsü), atopik bozukluklar, alerji, depresyon, kaygı, demir eksikliği anemisi, folat eksikliği, astım, rinit, yeme bozuklukları veya otoimmün hastalıklar şeklinde karşımıza çıkabilir. Bağırsak dışı belirtiler arasında çölyak dışı glüten duyarlılığı; bazılarında nöropsikiyatrik bozukluklar, şizofreni, otizm, periferik nöropati, ataksi, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olabileceği bildirilmiştir. Muhtemelen bağışıklık aracılı olan çölyak dışı glüten duyarlılığı çölyak hastalığından daha yaygın görünmekte olup sıklığının 6 ila 10 kat daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Çölyak dışı glüten duyarlılığı, huzursuz bağırsak sendromu hastalarında semptom oluşumunun altında yatan bir mekanizma olarak varsayılmıştır. Glütenin huzursuz bağırsak sendromu-ishal tipi hastalarında bağırsak bariyer işlevlerini değiştirdiği gösterilmiştir. Çölyak hastalığı olan kişilerde olduğu gibi tedavi glütensiz diyettir. Çölyak hastalığı ömür boyu sıkı bir glütensiz diyete uymayı gerektirse de glüten duyarlılığının kalıcı mı yoksa geçici bir durum mu olduğu henüz bilinmemektedir” ifadelerini kullandı.