Genital siğil tedavisinde bağışıklığın önemi
Hem erkek hem de kadınların genital bölgesinde enfeksiyona neden olan siğil şeklinde kendini gösteren HPV virüsünün genital siğilleri tetiklediğini söyleyen Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, “Siğiller kendiliğinden gerileyebildiği gibi tekrarlayabilir de. O nedenle tedavi sırasında bağışıklık sistemini güçlü tutmak çok önemli” dedi.
Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, HPV enfeksiyonuna bağlı gelişen genital siğillerin, daha çok 18-35 yaş aralığında görüldüğünü söyleyerek, tedavi yöntemine ilişkin bilgi verdi. Doç. Dr. Kahramanoğlu, “Siğillerin kuluçka süresi 3 hafta ile 8 ay arasında değişebilir. Genital siğiller (kondilom) cilt üzerinde bulunabildikleri gibi, vajina, anüs gibi mukozal alanlarda da tutulum yapabilir” diye konuştu.
Aşı koruyor
HPV enfeksiyonuna bağlı gelişen genital siğillerin, hastaları sadece fizyolojik değil psikolojik olarak da olumsuz etkilediğini aktaran Doç. Dr. Kahramanoğlu, “HPV pozitif bir kişi, genital siğili olmasa da partnerine HPV bulaştırabilir. Ama siğil olması, siğildeki yüksek viral yükten dolayı, bulaş riskini oldukça arttırır. Genital siğil oluşumuna karşı en etkin yöntem, aşıyla korunmak olacaktır” ifadelerini kullandı.
"Gebelik dönemi riskli"
Gebelikte görülen genital siğillerde ve HPV’ye bağlı gelişen diğer lezyonların boyutlarında artış olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Kahramanoğlu, “Ayrıca bu lezyonlar, gebelikte çoklu olma eğilimindedir. Gebelikte bağışıklık sisteminde meydana gelen fizyolojik değişikliklerin, genital siğillerin seyrini değiştirdiği düşünülmektedir. Gebelikten sonra, ilk 6 haftalık dönemde siğiller genellikle küçülür ve tamamen kaybolabilir” diye konuştu.
Teşhiste muayene yeterli
Genital siğillerin tanısında sadece muayene ile herhangi bir teste gerek kalmadan tanı konulabildiğini söyleyen Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, siğiller kendiliğinden gerileyebildiği gibi tekrarlamaları söz konusu olabilir. O nedenle tedavi sırasında bağışıklık sistemini güçlü tutmak çok önemli. Genital siğil tedavisinde amaç, mevcut lezyonların ortadan kaldırılarak fiziksel ve kozmetik iyileşmenin sağlanmasıdır. İdeal tedaviye karar verirken lezyonun sayısı, büyüklüğü, morfolojisi, keratinizasyon derecesi, yerleşimi, hastanın tercihi, hekimin tecrübesi, uygulamanın maliyeti ve yan etkileri dikkate alınmalıdır” dedi.
"Hastaya göre tedavi uygulanmalıdır"
Doç. Dr. Kahramanoğlu, “Anogenital siğil tedavisi bireyselleştirilmeli, yani hastaya göre tedavi uygulanmalıdır. Mevcut tedavilerle genital siğillerin yaklaşık yüzde 60-90’ı tedavi edilebilir. Elimizde hastanın kendi kendine uygulayabildiği tedavi seçenekleri olduğu gibi, klinikte hekim tarafından uygulanması gereken tedavi alternatiflerimiz de var. Bunlardan bazıları immün sistemi uyararak etki gösterirken, bazıları da doğrudan lezyonlarda hücre ölümüne yol açarak etki gösterir. Bunun yanı sıra, bazı hastalarda cerrahi işlem ile siğilleri çıkarmak gerekebilir. Tedavi seçiminde hastanın tercihi, mevcut yöntemler, lezyonların sayısı, yerleşimi ve boyutu, gebelik varlığı, hekimin deneyimi, tedavi maliyeti ve yan etkileri önemli faktörlerdir’’ diye konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
‘Bitki çayları sindirim sistemi sağlığına katkı sağlıyor’ Ancak tüketirken dikkat!
Bir günde hazırlayın, bir hafta yiyin! Haftalık öğün hazırlığının püf noktaları
Araştırma: Sağlıklı yaşlanmak için günde en az 7 saat uyku şart
Yürüyen zatürre vakaları artıyor, çocuklar risk altında!
Araştırma: Anılar sadece beyinde saklanmıyor