ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE VÜCUTTAKİ ŞİŞLİKLERİ ÖNEMSEMEYİN
Yumuşak doku tümörleri uzun süre herhangi bir belirti vermeden büyüyebiliyor. Tümör vücudun hangi bölgesini tutmuşsa belirtiler de o yere göre değişiyor. Genellikle de kollarda, bacaklarda veya gövdede oluşan şişlik veya kitle ile sinyal veriyor.Prof. Dr. Selami Çakmak, şişliğin ağrılı veya ağrısız olabildiğini belirterek, “Kötü huylu tümör yakınında bulunan kemik veya sinir dokusuna yaslanmış ve ona hasar vermişse; ağrı, uyuşma, karıncalanma ya da yangı şeklinde karşımıza çıkabiliyor. Ancak ağrılar sinsi başlayabiliyor; ilk başlarda künt ve sürekli hafif bir ağrı şeklinde olabiliyor. Hareket ile aktivite artışıyla şiddetlenmeyen ağrı istirahat halindeyken de gelişebiliyor. Akşam saatlerinde ve geceleri kötüleşebiliyor. Tümör yerleştiği kemikte dokunun zayıflamasına yol açmışsa basit bir düşme veya hafif bir travmayla kemik kırılabiliyor” diyor. Bu belirtilere ateş ve gece terlemeleri de eşlik edebiliyor.
BİYOPSİ TEDAVİNİN BAŞARISINI ETKİLİYOR
Hastadan alınan detaylı öykü ve muayene sonrasında başvurulan röntgen, ultrason, tomografi ve MR gibi vücut görüntüleme yöntemleriyle sorunun kaynağı, tümörün vücuttaki yeri ve varsa soruna neden olan kitlenin özellikleri hakkında bilgi ediniliyor. Prof. Dr. Selami Çakmak, tümör tedavisinin karar ile planlama sürecinde ilk ve en önemli aşamalardan birinin ‘biyopsi’ yöntemini planlamak olduğuna dikkat çekerek, “Çünkü hatalı alınan biyopsiler tedavi sonucunu negatif yönde etkileyebiliyor. Biyopsi sonucunda tümörün kötü huylu olduğu belirtilmişse vücudun diğer bölgelerini de inceleyecek kemik sintigrafisi ve PET-CT gibi tetkiklerin ardından hemen tedavi aşamasına geçiliyor” diyor.