Hastalar tedavi olmazsa nelerle karşılaşacağını belirten Op. Dr. Kenar, “Alerjik rinitli hastalar burun, orta kulak ve boğaz enfeksiyonlarını daha sık geçirmeye meyillidirler. Bu hastalara hem alerjik rinit tanısı için hem de belirtileri benzer başka hastalıklardan ayırıcı tanı için kulak, burun, boğaz muayenesi yapılmalıdır. Herhangi bir enfeksiyonun ya da yapısal bir bozukluğun bu şikâyetlere yol açıp açmadığı tespit edilmelidir. Alerjik belirtiler zamanında tedaviyle kontrol altına alınırsa hem alerjik rinit tedavi edilmiş olur hem de muhtemel bahsedilen enfeksiyonların gelişmesi engellenerek hayat kalitesi diğer sağlıklı bireyler gibi olur” diye konuştu.
“Alerjik rinit hastalarının yaklaşık yüzde 40’ına astım, astımlı hastaların yaklaşık yüzde 80’ine alerjik rinit eşlik ettiği bilinmekte”
Op. Dr. Kenar, “Alerjik rinit hastalarında diğer alerjik hastalıklar (astım, egzama, kurdeşen, gıda alerjisi vb.) daha fazla görülmektedir. Alerjik rinitli hastaların yaklaşık yüzde 40’ına astım, astımlı hastaların yaklaşık yüzde 80 ine alerjik rinit eşlik ettiği bilinmektedir. Bu nedenle alerjik rinit hastalarının diğer alerjik hastalıklar açısından da çerçeveli olarak değerlendirilmesi uygundur. Son 15 yıldır Denizli’de yaptığım klinik ve bilimsel, gözlemsel çalışmalarda ve muayene, tedavi ettiğim binlerce mevsimsel alerjik rinit hastamda, tedavi aralığını ilkbaharda 15 Mart-15 Mayıs şeklinde 2 ay, sonbaharda 15 Eylül-15 Ekim şeklinde 1 ay olarak belirledim. Bu tarihlerden 7-10 gün önce ilaç tedavisine başlanınca maksimum tedavi yanıtını tecrübe ettim. Küresel ısınma sonucu gelişen iklim değişikliğinden dolayı şunu belirtmeliyim ki, son birkaç yıldır bu tarihlerin yaklaşık 15 gün ötelendiğini gözlemledim” şeklinde konuştu.