Ayak yanması hakkında bu detaylara aman dikkat!
Ayak yanması olan kişilerde özellikle geceleri ayakta yanma, ağrı, uyuşma, karıncalanma gibi şikâyetlerin arttığını ifade eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Şekip Şimşek, “Ayak yanması konusunda yakınması olan hasta sayısı dikkat çekecek kadar fazladır. Hastalar çoğunlukla 50 yaş üstünde, aylar ve yıllar içerisinde yavaş yavaş kötüleşen, vücudun sağ ve sol tarafının benzer olarak etkilendiği, karıncalanma, uyuşma, iğnelenme, yanma, ağrı gibi şikâyetleri olduğunu belirten, duyusal liflerin etkilendiği vakalardır” dedi. Uzm. Dr. Şekip Şimşek, ayak yanması hakkında uyarılarda bulundu.




Teşhis ve tedavi sürecine değinen Uzm. Dr. Şimşek, “Günümüzde artık çoğu vakada olduğu gibi bu durumda da tababet içerisinde multidisipliner yaklaşım, iç hastalıkları, nöroloji, fizik tedavi, fizyoterapi, ortopedi, beyin ve sinir cerrahisi, diyetisyen gibi farklı branşların tanı ve tedavi sürecinde işin içinde olması başarı şansını artırmaktadır. Alınan detaylı bir hikâye ve yapılan fizik muayene sonrası laboratuvar kan testleri ve EMG gibi elektrodiagnostik test yöntemleri tanıda kullanılan başlıca enstrümanlardır. Elektrodiagnostik test sonuçları da çoğu zaman yapılması gereken laboratuvar testlerine, araştırılması gereken sistemik hastalıklara ışık tutmaktadır. Cilt ve nadiren başvurulan sinir biyopsisi, tanı yöntemleri arasındadır” açıklamasında bulundu.
HASTALAR GÖZLEM ALTINDA TUTULMALI
Hastaların yönetiminde, altta yatan hastalığın tanısı ve tedavisinin eş zamanlı olarak semptomatik tedavinin verilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Şimşek, “Semptomatik tedavide gabapentin ve trisiklik antidepresanlar ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Uzun dönemde ayakta ağrı, uyuşma, yanma gibi his kusurları olan hastaların ayak ve tırnak bakımları ve oluşabilecek ayak yaraları açısından bu hastaların dikkatli gözlem altında tutulmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Hastaların semptomlarının şiddetinde gün içinde farklı zamanlarda değişkenlikler görülebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Şimşek, “Özellikle geceleri ayakta yanma, ağrı, uyuşma, karıncalanma gibi şikâyetlerin arttığını ifade eden hasta sayısı dikkat çekecek kadar fazladır. Bu değişkenliğinin sebebini aydınlatmak ve çözüm üretmek hastalığın yönetiminde, kişinin yaşam kalitesini artırma amacıyla önemlidir. Öncelikle dikkat ve kişinin dikkat seviyesi ağrıyı nasıl algıladığımızı etkiler. Gün içinde yaşanan koşuşturmada, ev işleri ve çocuklarla ilgilenirken veya iş yerinde zamana karşı işimizi yetiştirmeye çalışırken, ayaklardaki ağrı ve yanmaya odaklanmamız zayıflar. Ancak günün sonunda işlerimizi bitirip kendimizle baş başa kaldığımızda, çevremizdeki dikkat dağıtan uyaran sayısı azaldığında ayaklardaki yanma ve ağrıya odaklanmamız ve algımız artacaktır” dedi.
STRES VE ANKSİYETE SİNİR SİSTEMİNİ ETKİLEYEBİLİR
Gün içinde semptom şiddetinde görülen değişkenliğin bir diğer sebebinin de ortam ve vücut sıcaklığındaki değişkenlik olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Şimşek, “Gece saatlerinde vücut sıcaklığında dalgalanmalar görülebilir ve çoğunlukla vücut sıcaklığımız gece saatlerinde bir miktar düşer. Hasarlı periferik sinirler bu ısı değişimlerini ağrı ve karıncalanma olarak yorumlar. Bir diğer sebep herhangi bir nedene bağlı olarak kişinin uyku kalitesinin düşmesi kişinin ağrı algısını artırır. Gece semptomların daha şiddetli hissedilmesine yol açar. Yine kişinin yaşadığı stres ve anksiyete, sinir liflerinde ağrı sinyalizasyonunu artırır. Stresi yüksek, anksiyete bozukluğu olan kişilerde ağrı algısı daha yüksektir” diyerek sözlerini noktaladı.