''Gece yatak ıslatma çocuğun ya da ailenin hatası değil''
Prof. Dr. Cem Aygün, İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında gece yatak ıslatma çocuğun ya da ailenin hatası olmadığını, gece yatak ıslatma sorununda çocuklara ceza verilmemesi konusunda uyardı.
Ünlü tiyatro oyuncusu Doğa Rutkay Kamal bu sosyal sorumluluk projesine destek olarak, konunun önemine dikkat çekti. Drama öncesi düzenlenen basın toplantısına Türk Çocuk Ürolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Aygün, Mini Yıldızlar Mutlu Sabahlar Drama Atölyesi Proje Koordinatörü ve Ferring İlaç Pazarlama Müdürü Ebru Gönenbaba ve Tiyatro Oyuncusu Doğa Rutkay Kamal'ın katıldığı basın toplantısı düzenledi.
''Dayak, cezaların ise bunların başında geliyor''
Gece yatak ıslatma hastalığında toplum yanlış davranışlarını aktaran Prof. Dr. Cem Aygün, ''Bu hastalık genellikle toplumda kendiliğinden geçebilecek, çok önemli bir soruna yol açmayacak bir problem olarak düşünülür ama başlangıçta psikolojik bir problem olmamasına rağmen daha sonra çocukta çok ağır psikolojik yaralar bırakabiliyor. Bazı gece yatak ıslatma durumlarında ciddi sağlık durumları da altta yatabiliyor. Bu da toplumda bilinirliği çok az olan bir konu. Aileler bu hastalığı olan çocuklara ceza uyguluyor. Bir çalışmada yüzde 56 oranında ceza uygulandığı görülmüş ve bu cezaların bir kısmı çok ağır cezalar. Dayak ise bunların başında geliyor. Çocukları bunlardan kurtarmamız lazım. Bu projenin en önemli amacı bu farkındalığı oluşturmak. Bu çocukların hangi yaştan itibaren nasıl bir sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini ve niye tedavi edilmesi gerektiğini anlatmak'' dedi.
''5 yaşından itibaren tedavi edilmesi lazım''
Hangi yaş grubunda görüldüğüne dair açıklama yapan Prof. Dr. Aygün, ''Doğumdan itibaren 5 yaşa kadar gece yatak ıslatmayı normal kabul ediyoruz. 5 yaşından itibaren çocuk yatak ıslatıyorsa tedavi edilmesi gerektiğini dünyadaki bütün kuruluş ve kılavuzlar söylüyor. Bu yaştan sonra kabul edilebilir bir durum değil. Artık bebeklikten çıkmış okul çağına gelen bir çocuk, utangaçlık ve suçluluk duygusu yaşıyor. Aile içinde bu sorunlar yol açıyor. Anne, baba ve çocuk çatışması yaşanıyor. Büyük bir stres. Her gece kalkıp o yatakların toplanması, yıkanması ve çocuğun uyandırılamaması sorunu yaşanıyor. Bundan dolayı 5 yaşından itibaren tedavi edilmesi gerekiyor. 5 yaş grubunda yüzde 15 ila 20'ye varan yükse oranlar var. Genellik sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerde ve erkek çocuklarında biraz daha fazla görülüyor. 5 yaşından itibaren tedavi edilmesi lazım'' şeklinde konuştu.
''İlaç tedavilerinin başarı oranları yüzde 80'lere varıyor''
Tedavilerin 3 basamağa ayrıldığını ifade eden Prof. Dr. Güven, ''Birinci basamak destek tedavisi; mutlaka uygulanması lazım. Çocuğun gündüzleri iyi sıvı alması ve gece yatmadan önce sıvı kısıtlamasına gidilmesi, idrarını düzenli araklıklarla boşalması, gece yatmadan önce idrarının boşaltılması önemli. Beslenmede kahve, çay, gazlı içecekler gibi idrar sıklığını arttıran içeceklerde uzak durulması gerekiyor. Geceleri uykudan 2 saat sonra ya da çocuğun idrar yaptığı saat dilimlerinden önce kaldırarak buna alıştırmak gerekiyor. Destek tedavisinden sonra alarm tedavisi geliyor. Bu tedavinin başarı oran yüzde 50 fakat uygulaması son derece zor bir yöntemdir. Alarm tedavisinde amaç, çocuğu o saatte uyandırmaya şartlandırmak. Diğer tedavisi ise ilaç tedavisidir. İlaç tedavilerinin başarı oranları yüzde 80'lere varıyor. Son derece başarılı. Gece yatak ıslatma çocuğun ya da ailenin hatası değildir. Çocuklara ceza vermeyin'' açıklamasında bulundu.
''Maalesef toplumda tedavisi olan bir hastalık olarak bilinmiyor''
Proje destek oldukları için mutlu olduklarını dile getiren Ebru Gönenbaba, ''Gece yatak ıslatma, ailelerin ve çocukların konuşmaktan çekildiği anacak son derece muzdarip olduğu bir durum. Bu çocuklar başka arkadaşlarında kalamıyorlar, sosyal hayatları etkileniyor ve utanıyorlar. Çünkü gece uykusuz kaldıkları için ertesi gün okulda istedikleri performansı gösteremiyorlar. Bu maalesef toplumda tedavisi olan bir sorun olarak bilinmiyor. Çocuklar hekime görülmek yerine cezayla karşılaşıyorlar. Aileler bunu çocuğun tembelliği olarak ve özellikle gece kalmadığını düşünüyorlar. Bu nedenle ceza veriyorlar. Halbuki bu sorunun çözümü cezada değil. Çünkü sorunu daha da derinleştirmede, çocuk daha çok içine kapanmakta, psikolojik sorunlar yaşamakta ve aile ile çocuğun iletişimi bozulmaktadır. Bu nedenle bu projeye katılıp destek olmaktan ve farkındalık oluşturmaktan dolayı mutluyuz'' diye konuştu.
''Yeter ki anne ve babalar duyarlı olsunlar''
Proje destek veren Doğa Rutkay Kamal ise şöyle konuştu: ''Çocuklarda gece yatak ıslatma hastalığı; sanki çok basitmiş, olabilirmiş gibi ya da psikolojik sorunmuş gibi görünen bu sorunun, aslında bu projeyle beraber genetik olabileceğini, bunun bir sağlıksal sorun olabileceğini, mesane kaynaklı bir sorun olabileceğini öğrendik ve bunu yaymaya çalıştık. Bu psikolojik sorunun dışında tedavi edilebilecek bir hastalık. Çocukların bu sorununu görerek tedavi görmelerini sağmak gerekiyor. İlaçla bir tedavisi olduğunu öğrendik ve bence bu harika bir şey. Tıbbın gelişmesiyle belki de ilerde bu sorunun toptan ortadan kalkacağını bile gösteriyor olabilir. Yeter ki anne ve babalar duyarlı olsunlar''.
Projenin Ferring Türkiye ilaç firmasının destekleriyle gerçekleştirildiği belirtildi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
SESSİZ KATİL! Uzman isimden böbrek kanseri uyarısı: ‘Riski azaltmak için…’
40 yaş altı felç geçiren erkeklerin sayısı artıyor! Nedeni ise...
Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir!
Araştırma: Alzheimer riski en düşük meslek belli oldu!
SÜREKLİ ÜŞÜME HİSSİ NEDEN OLUR? D vitamini eksikliğinden kansızlığa tek tek açıklandı! ÜŞÜMEYE İYİ GELEN BESİNLER