Gargara virüsten korur mu?
Prof. Dr. Aynur Engin, tuzlu su ile yapılan gargarının söylenenlerin aksine tek başına korona virüsten koruyan bir tedbir olmayacağını söyledi.
Prof. Dr. Aynur Engin, Koronavirüs ile yeni tanışılmadığını belirtip, “Korona virüs, hem insanlarda hem de hayvanlarda hastalık yapabilen bir virüstür. Şuan da gündemde olan yeni Korona virüs, aslında başka tipleriyle daha önce; nezle gibi hafif üst solunum yolu enfeksiyonları yapmaktaydı. Daha sonra ağır hastalık yapan iki yeni korona virüs ortaya çıktı. Bunlardan ilki 2002-2003 yıllarında ortaya çıkan Sars, ikincisi de 2012 yılında görülen Mers korona virüsleri idi. 2019’un sonunda ise yeni korona virüs ortaya çıktı ve insanlarda başta zatürre olmak üzere ölümcül seyredebilen ağır hastalıklara neden oldu” dedi. Bu yeni korona virüsün yaptığı hastalığa COVID-19 ismi verildi.
"Gerek olmadıkça sokağa çıkmayın"
Gerekmedikçe sokağa çıkılmaması tavsiyesinde bulunan Engin, “Bu salgın artık ülkemize de girdi. Öncelikle yapmamız gereken, hastaysanız dışarı çıkmayacaksınız, kalabalığa girmeyeceksiniz. Hastaneye gelmeniz gerekiyorsa maskenizi takacaksınız. Gelemeyecek durumdaysanız ambulans çağırmalıyısınız. Mümkün olduğunca kalabalık ortama gitmeyelim, tokalaşmayalım. Korona virüs solunum yoluyla bulaşıyor. Virüsü, hastanın solunum salgılarından direk alabiliyoruz. Ağzımızdan, gözümüzden, burnumuzdan çıkan solunum parçacıkları virüsü etrafa saçılıyor. Mesela; masa üstü, kapı kolu gibi temas ettiğimiz noktalardan virüs bize bulaşabiliyor. Elimize bulaşan virüs bizi hasta etmese de elimizi ağzımıza, burnumuza ya da gözümüze temas ettirdiğimizde virüs bizi hasta edebiliyor” dedi.
Kelle paça ve tuzlu su gargarası çözüm değil
Engin, korona virüs ile ilgili doğru bilinen yanlışlar olduğuna dikkat çekip, kelle paça tüketimi ve tuzlu su ile yapılan gargarının çözüm olmayacağını söyledi. Engin, “Medyada söylenen çok fazla yanlış var. Mesela; ‘kelle paça yersem hastalık bulaşmaz’. Kelle paça besleyicidir ama virüsün size bulaşmasını önlemez. ‘Tuzlu su ile gargara yaparsam, burnuma çekersem virüs bana bulaşmaz’ Şuan için bu iddiayı destekleyecek hiçbir bilimsel veri yok. Dolayısıyla böyle bir yalancı güven içerisine girmeyelim. Bu düşünceler yanlış. Bağışıklık sistemimiz önemli ama ‘şu yiyeceği yersem bağışıklığım çok güçlü olacak beni kurtaracak’ deniyorsa bu yanlış” dedi.
Maskenin yanlış kullanımı hasta edebilir
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Engin, uygun kullanılmayan maskelerin virüsten korumadığını hatta virüsün yayılmasına neden olabileceğini belirterek şöyle devam etti:
“Doğru şekilde olmayan maske kullanımı sizi hastalıklardan korumaz. Sağlıklı olanlarda dışarı çıkarken vb sürekli maske kullanımını önermiyoruz ancak hastaysanız takın. Hatta maske takmanın bir takım dezavantajları vardır. Mesela maskeyi çıkarırken elimiz maskenin ön yüzüne değiyor, asıl orda pek çok mikrop var ve elimizle bunları alıp gözümüze, ağzımıza taşıyabiliriz. Ayrıca, maskenin gereksiz kullanılması sonrasında, ülkemizdeki hasta sayısı artarsa sağlık kurumlarında bunu kullanması gereken kişiler ya da hastaların kullanmasında sıkıntılar yaşanabilir.
Dünya sağlık örgütü de, Sağlık bakanlığımız da, enfeksiyon uzmanları ya da bu konularla ilgili bilim kuruluşlarının da söylediği maske kullanımının hastalar ve hastalara bakım verenlerle sınırlı olması şeklindedir. Hasta kişi maske kullanacak, o da ne zaman kullanacak kalabalığa çıkıyorsa, hastaneye gidiyorsa bu durumda kullanacak yada hastane içinde bir yerden bir yere taşıyorsak o zaman kullanıyoruz. Bir de hastaya bakım veren yakın temasta olan kişiler.”
1 metreden fazla yaklaşmayın
Engin, virüsün hastadan sağlıklı kişiye 1 metre mesafeden bulaşabileceğine dikkat çekip, “Biliyorsunuz bu hastalık solunum damlacıklarıyla, 1 metre mesafeden bir başka kişiye bulaşıyor. Kalabalık ortamlara çıkma durumunda olanlar, mesela alışverişe markete gidecek olanlar aralarındaki 1 metre, bazı yayınlara göre 1 buçuk metre bu mesafeyi korumalarında fayda var” diye konuştu.
Sağlıklı insanlarda virüsü taşıyor olabilir
Engin, sağlıklı görünen kişilerin de virüsü taşıyor olabileceğinin altını çizerek, “Hastalığı taşıyıp ta semptomu olmayan insanlar olabilir. Kişi sağlıklı görünüyor ama belki de virüsü taşıyor olabilir. Güvenle iletişim kurup 1 metreden fazla yaklaştığımız bu kişilerden de bize virüs bulaşabilir. Bu nedenle herkesle aramızdaki 1 metre mesafesini korumamız lazım. Buradaki mantık; eğer ola ki karşımızdaki kişi virüsü taşıyorsa, öksürme sırasında ortaya çıkan damlacıklar 1 metreden uzağa ulaşmayacaktır” şeklinde konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
BİLİMSEL OLARAK KANITLANDI! Ömrünüze ömür katacak 5 alışkanlık... Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yazdı
Araştırma: Kahve içenlerin vücudunda 8 kat fazla var
Sindirimi düzenliyor, kemikleri güçlendiriyor! Balkabağını bu besinlerle tüketirseniz etkisi katlanıyor!
Soğuk havalar kalp sağlığını tehdit ediyor
‘Elektronik sigaralar tehlike saçıyor’