Zona aşısı demans riskini azaltıyor: Demans önlenebilir mi alzheimer tarih mi olacak? Fulya Soybaş yazdı
Bilim dergisi Nature’da yayınlanan ve Galler’de 280 binden fazla kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, zona aşısı olan yaşlı bireylerde demans riskinin, olmayanlara göre yüzde 20 daha düşük olduğu ortaya çıktı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre halen 55 milyonun üzerinde demanslı hasta var ve bu sayının 2030’da 75, 2050’de de 132 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2022 Türkiye Sağlık Araştırması Raporu’na göre ise Türkiye’de 65 yaş ve üstünde Alzheimer görülme sıklığı yüzde 5.5. Yani dünyada olduğu gibi ülkemizde de demans ile etkin mücadele şart. Peki zona aşısı bu mücadelenin yeni bir parçası olabilir mi?
Araştırma ne kadar gerçekçi ve “umut” verici? Nörolog, Prof. Dr. Derya Uludüz ile konuştum.


- Demans (bunama) nedir?
Demansı bir ana başlık gibi düşün. Edinilmiş zihinsel fonksiyonların sonradan yitirilmesi anlamında kullanılıyor.
En yayın görülen türü ise Alzheimer; tüm demans hastalarının yaklaşık yüzde 70’i. Geri kalan kısmındaysa daha nadir görülen tipleri var ve elimizde bu hastalığı tamamen durdurabilecek sihirli bir ilacımız da yok maalesef.

Bir haftadır arayan arayana. Makale yayımlanır yayımlanmaz büyük ses getirdi. Herkes aşı soruyor. Aslında zona; suçiçeğine de neden olan varicella zoster virüsünün sinir sistemine yerleşerek, ciltte küçük kabarcıklar ve ağrılı deri döküntüleri oluşumuna neden olan viral bir enfeksiyon.
Panik, stres ya da korkuya bağlı olarak bağışıklık sisteminin düşmesi ile sıklıkla gördüğümüz de bir durumdur. Yeni nesil zona aşısının içinde bu bahsettiğim varicella zoster virüsünden alınan proteinler var. Bu da bağışıklık sistemini bu virüslere karşı eğitip, virüsün beyinde birikme ve aktif hale gelme ihtimalini azaltıyor.
Nöroinflamasyon denilen beyin iltihabını baskılıyor, beyni ve sinir hücrelerini koruyor. Bu aşının alzheimerlı hastalarda sıkça görülen ve amiloid dediğimiz proteinlerin birikmesini engellediği ve hiçbir yan etkisinin olmadığı da bildirilmiş. Dolayısıyla demans ihtimalini ortadan kaldırmasa da riski yüzde 20 gibi iyi bir oranda düşürmek için kullanılabilir görünüyor.

Gelelim asıl soruna. Bu aşı, demansı önleyebilecek, alzheimerı yok edecek bir kür müdür? Hayır, değildir. En azından şimdilik. Elimizdeki veriler, zona aşısı ile demans arasındaki ilişkinin kesin ve doğrusal bir nedenselliği olduğunu söylemek için maalesef yeterli değil.
Bu çalışmaların gözlemsel olduğunu, hastaların da rastgele yani demans hedefiyle seçilmediğini de söylemeliyim. Bunun çare olduğunu söyleyebilmek için aşıya spesifik, birebir, randomize kontrollü çalışmalar yapılması lazım.
Bu tarz çalışmalarda deneklerin eğitim seviyesi, sağlık hizmetlerine erişimi, var olan ya da olası diğer hastalıkları gibi başlıklar tabloyu değiştirebilir çünkü. Her ne kadar sonuç umut verici olsa da demans süreçleri çok karmaşıktır, kişilere göre farklılıklar gösterir. Dolayısıyla bu, bir çare değil de temkinli bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Tıpkı mide koruyucu ilaçların daha az alınması ve hipertansiyon tedavisinin demans riskini azaltması gibi. Zona aşısı da bir gün bu zincirin bir halkası olabilir.”

- Peki demans risk faktörleri değiştirilebilir mi?
Zira bizim ailede var ve korkuyorum. Korkma ama her zaman değiştiremeyiz. Genetik risk faktörleri, aileden gelen yatkınlık yüzde 15-20 civarındadır ve maalesef bunu değiştirmek mümkün değildir. “Çevresel” dediğimiz ve yüzde 75-80’lik grubu oluşturan riskleriyse yaşam şeklinizi değiştirerek engellemek mümkündür. Nasıl mı?
İşitme ve görme bozukluğu: İşitmeyen ve görmeyen bir beyin kendini kapatır, uyarılmaz. Bu da sosyal izolasyon ve bilişsel geriliğe neden olur.
Düşük eğitim seviyesi: Eğitim seviyeniz ne kadar yüksek ise alzheimera yakalanma oranı o kadar; yüzde 10 seviyesinde, düşüktür. Eğitim seviyesi arttıkça beyin zorlanır, zorlandıkça yeni hücre oluşumu da artar. Beyni aktif tutan her türlü etkinlik/ eğitim de demans riskini azaltmaya yardımcıdır. Sudoku çözmek, satranç oynamak, kitap-gazete okumak, yeni bir dil veya enstrüman öğrenmek gibi.
Şeker hastalığı: Tip 2 diyabet ve insülin direnci olan hastalar başta olmak üzere, kan şekerinin dengede tutulması şarttır.
Yüksek tansiyon: Normal kan basıncına sahip kişilerle karşılaştırıldığında, hipertansiyonu olanlarda bilişsel bozukluk ve bunama riski en az 1,5 kat fazladır. Dolayısıyla bugünden kalp sağlığınıza dikkat etmek ve kan basıncınızı kontrol altına almakla işe başlayabilirsiniz.
Yalnızlık ve depresyon: Yüzde 4 risk olarak kabul edilmiş. Sosyalleşmeyen beyin küser. Kelimeleri, isimleri unutur. Oysa aileniz, arkadaşlarınızla düzenli olarak buluşmak, sohbet etmek hem stresi azaltır hem zihinsel sağlığı korur. Yanı sıra aşırı sigara ve içki tüketimi, hareketsiz bir yaşam, kilo- obezite ve uyku problemleri, yaşadığınız yerin havasının kirli olması da demansı tetikleyen çevresel faktörlerdir.