Yanlış diyet nelere yol açıyor? Kilo vermek uğruna bu hataları yapmayın
Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının en önemli iki bileşeninin ölçülü ve dengeli tüketim olduğunu belirterek “Ölçüsüz bir şekilde tüketilen her besin vücudumuza zehir niteliğindedir” dedi.





Sağlıklı beslenme ve sağlıklı kilo vermenin sürdürülebilir bir niteliğe sahip olması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Gamsızkan, "Hayatımızın birkaç hafta ya da birkaç ayına uygulanan bu değişimler, esir hayatı yaşıyor gibi hissettirir kişiye. Kısa vadeli diyetlerden çıktığında insan kendi normaline döner ve genellikle eskisinden daha fazla ve büyük bir özlemle sağlıksız, toksik besinlere yönelir. Toksik besin kısmını biraz açmak istiyorum. Günümüz endüstrisinin hızlı ve seri tüketim mantığında üretilen fabrikasyon yiyecekler maalesef gerçek birer zehirdirler vücudumuza. Sigara gibi kolay ulaşılır ürünler olan paketli gıdalar, yüksek rafine şeker içeren atıştırmalıklar vücudumuza toksik etki yapar. Az önce bahsettiğimiz popüler diyetlerin ortak özelliği bu tür sağlıksız ürünlerde çok miktarda olan şeker ve karbonhidratların dönemsel olarak kısıtlanması. O yüzden hızlı kilo verdiriyorlar fakat bunların yerine insanın tok kalmasını sağlayacak yüksek protein ya da yüksek yağ önererek. Bir zararlı alışkanlığı düzeltmeye çalışırken yerine başka kötü bir alışkanlık koymak yine metabolizma için zararlıdır. Şeker ve karbonhidratı keserseniz zaten kilo kaybedersiniz. Mesele yaşamın her anında sürdürebileceğiniz şekilde beslenme alışkanlığı edinebilmekte” dedi.

Tek tip beslenme ile yapılan diyetlerin uzun vadede etkilerine de değinen Gamsızkan, “İlk etapta depo edilmeyen ve her gün besinlerle dışarıdan almamız gereken vitaminlerin eksikliğine bağlı sağlık problemleri oluşur. Mesela metabolizmamızda birçok işlevin yerine getirilmesinde kullanılan C vitamini vücudumuzda depolanmaz. Dolayısıyla sebze ve meyvelerle birlikte dışarıdan almamız gerekir. Sebze ve meyveyi yasaklayan diyetler ciddi metabolik işlevsizliğe yol açabilir. Yine B vitamini vücudumuzda nörolojik pek çok işlevin anahtar vitamini. Sinir hücrelerinin etrafını saran myelin kılıflarının sentezinde, kandaki kırmızı hücrelerin üretiminde olmazsa olmaz vitamindir” dedi.
“Sağlıklı beslenmek ve ideal kilosuna ulaşmak isteyen herkes, obezite polikliniğimize rahatlıkla başvurabilir”
Düşünce şeklimizin sağlıklı kilo vermek değil, sağlıklı beslenme ile bize en uygun vücut kompozisyonuna ulaşabilmek olması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Gamsızkan, “İdeal vücut kompozisyonuna ulaştığımızda hem biyolojik hem de psikolojik sağlığımız olumlu yönde artacaktır. Biz hastanemizde bulunan obezite merkezi ve obezite polikliniğinde biyopsikososyal anlayışla kişinin sadece kilosu ya da biyokimyası ile değil psikolojik ve sosyal sağlığıyla da ilgileniyoruz. Ayrıntılı beslenme anamnezi ile ulaşabildiği besinler ve tüketme alışkanlıkları konuşulup yaşadığı ve varsa çalıştığı ortamda en uygun beslenme programı düzenleniyor. Sağlıklı beslenmek isteyen, ideal kilosuna ulaşmak isteyen herkes obezite polikliniğimize rahatlıkla başvurup hizmet alabilir” şeklinde konuştu.
“Paketli gıdalara dikkat edin”
Açıklamasının sonunda özellikle çocukları etkileyen ve beslenme alışkanlıklarını oluşturan zehir ürünlerine dikkat çeken Doç. Dr. Gamsızkan, “Yaşadığımız dönem toksik besinlerin yoğun olduğu bir dönem, bunun farkına varalım. ‘Doymuyorum’ kelimesini neden bu kadar çok işitiyoruz? Çünkü paketli gıdaların, hazır soslarla hazırlanmış besinlerin hepsine daha fazla tüketmemizi amaçlayan maddeler katılıyor. Metabolizmada bir tür bağımlılık oluşuyor bu ürünlere karşı. Raf ömürleri artsın, bağımlılık potansiyeli çoğalsın diye lifleri çıkartılıp daha fazla nişasta ve şeker katılıyor. Daha fazla nişasta ve şekere ihtiyacımız yok. Günlük ihtiyacımız kadar proteinden, yağdan, sebzeden ve meyveden yararlanacağız beslenirken. Mümkün olduğu kadar az şeker ve karbonhidratla yine mümkünse evde hazırlanan yiyecekler önceliğimiz olsun” ifadelerini kullandı.