UZUN YAŞAMIN SIRRI! İbn-i Sina yüzyıllar önce önerdi! '3 mucizevi besin'
Batı dünyasında Avicenna adıyla bilinen İbn-i Sina’nın tavsiye ve önerileri bugün bile dikkate alınıyor. İslam'ın Altın Çağı döneminin en önemli hekimi İbn-i Sina'nın reçeteleri arasında yer alan ve günümüze kadar gelen 3 besin ise bu noktada büyük öneme sahip. İşte İbn-i Sina’nın El-Kanun fi't-Tıb eserinde de yer alan sağlıklı ve uzun bir yaşamın sırrı olarak kabul edilen 3 mucizevi besin...

Sağlıklı bir yaşam için ‘doğru’ beslenmek, zihinsel aktivitelerde bulunmak ve hareketli yaşam tarzını benimsemek önemlidir. Strese sokan unsurlardan uzak durulmasını öneren uzmanlar, ruhsal olarak rahatlatan alışkanlıkların ise bu noktada yardımcı olabileceğini belirtiyor. Tıp dünyasında kalıcı izler bırakan İbn-i Sina'nın asırlar önce önerdiği 3 besinin ise sağlıklı bir yaşam için faydalı olduğuna inanılıyor.

İbn-i Sina'nın tavsiyelerinden biri çam fıstığı. C vitamini içeren bu besin, felcin yol açtığı hücresel bozulmaları onarmaya yardımcı olmakla kalmıyor kalp sağlığını da destekliyor. Kötü kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olan bu besin, yoğun enerji gerektiren aktivite öncesi ya da sonrasında alındığında ise fayda sağlıyor. Çam fıstığının diğer faydaları şu şekilde:

Çam fıstığı, E vitamini gibi antioksidanlar açısından zengindir. Bu da vücudu serbest radikallere karşı korur ve yaşlanma belirtilerini geciktirir.

E vitamini ve yağ asitleri cilt sağlığını destekler. Çam fıstığı tüketimi, cildin nemli kalmasına ve elastikiyetini korumasına yardımcı olabilir.

Çam fıstığındaki sağlıklı yağlar, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilir, bu da diyabet yönetiminde faydalı olabilir.

Çam fıstığı, bağışıklık sistemini güçlendiren çinko ve magnezyum gibi mineraller içerir.

Yüksek protein ve lif içeriği, tokluk hissini artırarak aşırı yeme isteğini azaltabilir, bu da kilo yönetimine katkı sağlayabilir.

Çam fıstığındaki omega-3 ve omega-6 yağ asitleri, beyin sağlığını destekler ve bilişsel fonksiyonları geliştirebilir.

Boğaz ve akciğerlerideki mukoz azaldığında nefes darlığı başlar. Bu durum zamanla göğüs sıkışması ve öksürük krizlerine yol açabilir. İbn-i Sina'nın önerdiği bir diğer besin ise ısırgan otudur. Kaynatıp tüketildiğinde boğaz ve akciğerlerdeki mukozların nem oranını artıran bu bitki, virüslerin hücrelere ya da organlara yapışmasını da önler. Fakat her bitkisel üründe olduğu gibi, ısırgan otunu kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir. İşte ısırgan otunun faydaları:

Isırgan otu, iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilecek güçlü anti-enflamatuar bileşikler içerir. Bu nedenle, romatoid artrit gibi enflamatuar hastalıkların yönetiminde destekleyici olarak kullanılabilir.

Isırgan otu, histamin üretimini engelleyebileceği için mevsimsel alerji semptomlarını hafifletmede etkili olabilir. Isırgan otu, idrar söktürücü özellikleri sayesinde böbrek ve idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, prostat büyümesi (benign prostat hiperplazisi) ile ilgili semptomları hafifletmede destekleyici olabilir.

Isırgan otu, kan şekeri seviyelerini dengelemeye yardımcı olabilecek bileşikler içerir. Diyabet yönetiminde destekleyici olarak kullanılabilir. Isırgan otunun tansiyon üzerinde dengeleyici etkileri olabilir. Kan damarlarını genişleterek ve dolaşımı iyileştirerek yüksek tansiyonun düşmesine katkı sağlayabilir. Isırgan otu, serbest radikallerle savaşarak vücudu oksidatif strese karşı koruyan birçok antioksidan içerir. Bu, hücresel hasarın önlenmesine yardımcı olabilir. Isırgan otu, demir, kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi mineraller açısından zengindir. Bu mineraller, kemik sağlığını destekler ve demir eksikliğine bağlı anemiyi önlemeye yardımcı olabilir. Isırgan otu, sindirimi teşvik edici özelliklere sahip olabilir ve mide sorunlarını hafifletmede yardımcı olabilir.

Isırgan otu, cilt ve saç sağlığını destekleyebilir. Saç dökülmesini azaltabilir ve ciltteki tahrişleri yatıştırabilir.

Yaş ilerledikçe ciltteki hücreler deformasyona uğramaya başlar. Ciltte kırışıklık ve lekeler belirmeye başlar. Ayrıca cildin parlaklığı ve canlılığı da olumsuz yönde etkilenir. İbn-i Sina bu durumun yaşanmaması için küçük yaşlardan itibaren düzenli bakla tüketilmesini tavsiye etmiştir. Bakla, besleyici değeri yüksek olan bir baklagildir ve sağlık açısından birçok fayda sunar. İşte baklanın faydaları:

Bakla, bitkisel protein açısından zengindir. Bu, kas gelişimini destekler ve vücut hücrelerinin onarımına yardımcı olur. Vejetaryen veya vegan beslenenler için iyi bir protein kaynağıdır. Bakla, yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemini destekler, kabızlığı önler ve bağırsak sağlığını iyileştirir. Ayrıca, lif, tokluk hissini artırarak kilo yönetimine de katkı sağlar. Bakla, kötü kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilecek çözünür lif içerir. Bu, kalp hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, bakla, kalp sağlığını destekleyen potasyum açısından da zengindir. Bakla, düşük glisemik indeksine sahiptir ve kan şekerini dengede tutmaya yardımcı olabilir. Diyabet hastaları için faydalı bir besindir. Bakla, folik asit, demir, magnezyum, potasyum ve vitamin B1 gibi önemli vitaminler ve mineraller içerir. Bu besinler, enerji üretimi, sinir sistemi sağlığı ve kırmızı kan hücrelerinin üretimi gibi çeşitli vücut fonksiyonlarını destekler. Bakla, magnezyum ve kalsiyum gibi kemik sağlığını destekleyen mineraller içerir. Bu, osteoporoz riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Bakla, vücudu serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresten koruyan antioksidanlar içerir. Bu, hücrelerin korunmasına ve yaşlanma belirtilerinin geciktirilmesine yardımcı olabilir. İçerdiği magnezyum ve potasyum, kas kramplarını önlemeye yardımcı olabilir, bu da özellikle sporcular için faydalıdır. Baklanın potasyum içeriği, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olabilir, bu da yüksek tansiyon riskini azaltır.