Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı bu besinlerde! Prof. Dr. Osman Müftüoğlu "Yeni hedefimiz ‘moleküler beslenme’ olmalı" dedi tek tek sıraladı
Az değil 20 yıl kadar önce de bu köşede “Sadece karnınızı doyurmak, daha da önemlisi mevcut halinizi koruyup kollamak için değil genetik mirasınızı dikkate alarak da beslenmeye çalışın” diye yazmışım ve sonra da şu notları düşmüşüm...









B vitaminlerinin en önemlilerinden biri. Muazzam bir DNA dostu. Eşi bulunmaz bir bellek desteği. Yeri doldurulması güç bir hücre tamircisi. Ve ne iyi ki hemen her besinde bol miktarda bulunan bir molekül. Ama ne var ki her 100 kişiden 10-15’i genetik MTHFR enzim defektiyle yaşadığı için farkında olmadan ömrünü “FOLİK ASİT FAKİRİ” olarak geçirebiliyor. Neticede de beyni sisleniyor, depresyona giriyor, unutkan oluyor, bağışıklığı azalıyor, yorgun düşüyor. En bol bulunduğu gıdalara gelince... İlk sırada yeşil yapraklı sebzeler var. Onları yumurta, hayvansal etler, bakliyatlar, tohumlar ve kuruyemişler izliyor.

Arife tarif gerekir mi? Hepimiz için en önemli vitaminlerden biridir B12 vitamini. Ne var ki onun da değerini çoğumuz hâlâ bilmiyoruz. Hayvansal besinler, bazı mantar ve deniz yosunları temel kaynakları. DNA’mızla konuşarak hücre çekirdeklerini olgunlaştıran, beyin hücrelerimiz arasındaki haberleşme sistemini koruyarak belleğimize güç katan, yorgunluğu azaltan bu harika epigenetik düzenleyiciyi sakın ihmal etmeyin.
VARAN DOKUZ: LİKOPEN
Domatesteki kırmızı mucize. Karpuzda, kayısıda, pembe greyfurtta da bulunabiliyor. Olağanüstü güçlü bir kanser zırhı oluşturarak prostat, meme ve kalın bağırsak kanserlerine dur diyebiliyor. Güneş ışınlarının zararlarından koruyarak cilt sağlığına da destek oluyor.
VARAN ON: D VE C VİTAMİNLERİ
D vitamini karaciğer, yumurta sarısı, balık gibi gıdaları yiyerek ama daha çoğu için de sık sık güneşlenerek kolayca kazanabiliriz. C vitamini ise hemen her sebze ve meyvede var ama en zengin kaynakları taze yeşil biber, lahanagiller ve turunçgiller. Bu ikilinin marifetini hepimiz zaten çok iyi biliyor ve bir kez daha arife tarife gerekmez diyoruz.