“Bu çalışma için önemli bir adım da yapay zeka oldu" diyen Prof. Dr. Ertürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü dokuyu şeffaf hale getirip taradığınızda, 100 milyonlarca molekül görüyorsunuz. Bunları normal yollarla analiz etmek mümkün değil. Daha önce kullanılan geleneksel yöntemlerde, geliştirilen ilaçların tam adrese gidip gitmediği tam olarak bilinemiyordu. Bizim geliştirdiğimiz teknoloji, ilacın hedefe ulaşıp ulaşmadığını, 'hücre seviyesinde' gösterebiliyor.
Bu, ilaç geliştirme sürecini çok hızlandırıyor ve sonuçları da iyileştiriyor.
Eğer yanlış bir dağılım olursa, hemen molekülü değiştirebiliyoruz. Bu yöntem, kanser aşıları dışında diğer tüm ilaç geliştirme çalışmalarında da kullanılabilir. Yan etkisi çok yüksek olan ilaçları artık çok kısa bir süre içerisinde daha etkili ve güvenli hale getirebiliriz. Bu metot 'akıllı ilaçları' gerçekten 'süper zeka' ilaçlar haline getirecek.
Yani doğrudan hedefe giden, tam olarak zararlı hücreyi bulup yok eden ilaçlar üretilebilecek."
'DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN İSTEK GELİYOR'
Makale Nature Biotechnology'de yayınlandıktan sonra dünyanın dört bir yanından e-postalar aldıklarını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ertürk, “Farklı alanlarda ilaçların etkilerini görmek isteyen araştırmacılar bizim teknolojimizi kullanmak istiyor. Örneğin gen terapisi gibi alanlarda bu teknoloji çok kritik.
Genetik bir hastalığı düzeltmek istiyorsanız, bunu hücre seviyesinde yapmanız gerekiyor. Araştırmamız FDA'de ilaç geliştirme süreçlerinde çalışan yetkililere de ulaştırıldı. FDA'ya bu teknolojinin ilaç araştırmalarında bir standart haline getirilmesi yönünde istekler gidiyor.
Çünkü her türlü ilacın yan etkilerini ve toksisite dediğimiz öldürücü etkilerini analiz etmek için bu yöntem kritik bir araç olacak. Biz de bu konuda en iyi şekilde kullanılabilecek bir teknoloji geliştirdik" diye konuştu.
Prof. Dr. Ertürk'e göre bu yeni teknoloji sayesinde ilaçların hedefe ulaşma başarısı artacak, kanser tedavileri daha güvenli hale gelecek, ilaç geliştirme süreci hızlanacak ve yıllardan haftalara düşecek, maliyetler azalacak, canlı hayvan deneyleri büyük ölçüde ortadan kalkacak. Prof. Dr. Ertürk, 1-2 yıl içinde aynı teknolojiyi hastalarda da denemeye başlayacaklarını vurgulayarak sözlerini noktaladı.