Bu şikayetlerle gelen hastaların tedavi yaklaşımında belirli algoritmalarla hareket ettiklerini belirten Dr. Yonga, “Hasta, yapılan ilk değerlendirmede görünür şekilde çarpık bacakla gelmiş olsa bile, öncelikli olarak hastanın ortoröntgenogram dediğimiz bacak uzunluk grafisini çekerek açısal değerlendirmesini yapıyoruz. Bunun yanı sıra, bu bölgelerdeki kıkırdak dokuların ve yumuşak dokuların nasıl etkilendiğini görmek için o bölgeyi MR görüntülemesiyle de değerlendiriyoruz. Alınan sonuçlara göre hastamızın tedavisine geçiyoruz. Öncelikle hastaya non-steroid tedaviler veya fizik tedavi egzersizleri verebiliyoruz. Bu egzersizler sonrasında hastanın kasları güçlendiğinde, kıkırdak dokusu sağlamlaşıyor ve diz kapağı ile diz arasındaki sürtünme miktarı azalıyor. Açılanması ve derecelenmesi çok yüksek olmayan hastalara tabanlık öneriyoruz. Bazı özel yapım tabanlıklar, hastaların şekil bozukluklarını zaman içerisinde bir miktar düzelterek şikayetlerini ortadan kaldırabiliyor. Ancak bozukluk ileri derecede ise cerrahi müdahale devreye giriyor” ifadelerini kullandı.
‘ÖZELLİKLE İLERİ YAŞ GRUBUNDA YAPILAN CERRAHİ EKLEMLERİ DE KORUYOR’
Özellikle 60 yaşın altındaki parantez bacak veya X bacak deformitelerini düzeltmek için uygulanan ameliyatının, sorunu çözüme kavuşturmasının yanı sıra hastanın kendi rezervleri kullanıldığı için eklem koruyucu bir ameliyat olduğunu belirten Op. Dr. Yonga, şu bilgileri aktardı: “Bu ameliyatla, dizdeki aşınmış veya hasar görmüş bölgeden yükü alop sağlam tarafa aktararak ağrıyı azaltmanın yanı sıra diz ekleminde daha iyi hizalama sağlayarak hareket kabiliyetini artırmayı amaçlıyoruz. Sonuç olarak diz eklemine uygulanan baskıyı yeniden dağıtarak eklemin ömrünü uzatmak ve total diz protezi gibi daha büyük cerrahi işlemleri geciktirmek mümkün oluyor.”
‘HASTA SEÇİMİ ÖNEMLİ’
Artroskopik cerrahi yardımı ile gerçekleştirilen tibial osteotomi ameliyatının doğru hastalar için oldukça etkili bir tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Op. Dr. Yonga, sözlerine şöyle devam etti: "Hastalarımızın, ameliyat sonrası dizlerini tam açıp kapatması sağlanır. Eklem açıklıklarının yeterli olduğu ve ağrının kontrol altına alındığı görüldükten sonra, hastalarımızı iki gün içinde tamamen ayağa kaldırıyoruz. Ardından ameliyatlı bacağına kısmi yük vererek yürüteç ile yürümesine olanak tanıyoruz. Bu işlem her ne kadar iki bacakta aynı anda yapılabilse de uygun olan sırayla tek bacakta yapılmasıdır. Hastanın bacağına tam olarak basabilmesi yaklaşık iki ay sürüyor. Sonraki süreç ise fizik tedavi ile birlikte yürütülüyor. Bu ameliyatta hastalarımızın normal desteksiz yürüyerek yaşamlarına dönmeleri, total diz protezi ameliyatına nazaran daha geç görünse de sonuçta hastalarımızın hayatlarını protez ameliyatına ihtiyaç duymadan sürdürmeleri en büyük kazanımdır."