“Yüksek riskli vatandaşların yıllık kemik ölçümü yapmaları önemli”
Osteoporozun en yaygın belirtilerinin sırt ve bel ağrısı, boy kısalması ve kemik kırılmalarının artışı olduğunu aktaran Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uz. Dr. Mustafa Özer, “Semptomların ileri aşamalarda görülmesi nedeniyle düzenli kemik yoğunluğu kontrolleri yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Özellikle de yüksek risk altındaki vatandaşlar yani menopoza girmiş kadınlar, ileri yaştakiler, düşük kalsiyum ve D vitamini düzeyi olanlar ve uzun süreli kortizon ilaç kullananların semptom olmasa da yıllık kemik ölçümü yaptırmaları önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
"Osteoporozu önlemek için D vitamini büyük öneme sahip"
Osteoporozun tanısında DEXA, tıbbi geçmiş, fizik muayene, laboratuvar testleri ve röntgen tetkiklerinin önemli olduğunu açıklayan Uz. Dr. Mustafa Özer, DEXA taramasının kemik mineral yoğunluğunu ölçerek osteoporozun varlığını doğruladığını, laboratuvar testlerinin ve görüntüleme tekniklerinin diğer sağlık sorunlarını ve kırık riskini değerlendirmeye yardımcı olduğunu belirtti. Osteoporozu önleme yollarını anlatan Uz. Dr. Özer, “Kemik depoları kalsiyum ile dolmaya ihtiyaç duyar, bu nedenle D vitamini çok önemlidir. D vitaminin en büyük kaynağı ise güneştir. Beyaz peynir, süt ve yoğurt gibi gıdaların tüketilmesine özen gösterilmelidir. Ayrıca kemikleri destekleyen kas kitlesini güçlü tutmak için yürüyüş ve egzersizler yapılmalıdır. İleri osteoporozda omurga kırıkları geliştiğinde, ağrıyı hafifletmek ve kemikleri güçlendirmek için cerrahi yöntemler kullanılabilir. Sigarayı bırakmak, alkol tüketimini azaltma ve kalsiyum açısından zengin bir diyet uygulamak ve düzenli egzersiz yapmak osteoporozun ilerlemesini önlemeye yardımcı olur” şeklinde konuştu.