"Araştırmacılar kalbin kendi küçük beyninin olduğu görüşüne hakim hale geldi"
2000'li yılların başında Dr. Schwaber ve Dr. Vadigepalli'nin yeni hipotezleri ile başlattıkları çalışmanın günümüze kadar gelişerek uzandığını anlatan Gümüş, şunları kaydetti:"Hem sıçan hem domuz kalplerinin gelişen teknoloji ile birlikte 3 boyutlu haritalamasının yapılması hem de sinir dokularının mikrogenetik ilişkilerinin ortaya koyulmasıyla dünya tıbbı beklenen sonuca ulaşmaya başladı. Kalbin sadece beyinden gelen vagus siniri ile uyarılan ve kontrol edilen bir organ değil, aynı zamanda kendi beyni olacak şekilde lokal sinir ağına da sahip bir organ dokusuna sahip olduğu görüldü.
Son 3 boyutlu haritalama görüntülerinde, sıçan kalbi, erkek ve kadın kalp dokularının kendi lokal sinir ağlarının bile farklı olduğu, erkeklerde bu kontrol mekanizmasının daha yoğun görüldüğü, bundan dolayı da kadın, erkek arasında kalp sağlığı açısından farklılık olabileceği tezi ortaya koyuldu. Bu çalışmalar ilerledikçe araştırmacılar da kalbin kendi küçük beyninin olduğu görüşüne hakim hale geldi. Heyecanla tüm bilim dünyası, bu çalışmaların insan sonuçlarında daha da detaylanmasıyla birlikte kalp çalışma mekanizmasının tamamen ortaya koyulabileceği ve birçok kalp hastalığına çözüm üretileceği görüşünde birleşmeye başladı."