Gribin çok farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü yüksek ateşle seyrediyor. Yaygın vücut ağrısı, baş ağrısı, şiddetli öksürük yapıyor. Soğuk algınlığı ise rinovirüs gibi virüslere bağlı ve daha hafif semptomlarla burun akıntısı, nezle, hafif boğaz ağrısı gibi şikâyetlerle geçiyor. Daha hafif seyirli. Kovid- 19 ile influenzanın birbirinden farkı ise Kovid19'da biraz daha fazla tat ve koku kaybını görüyoruz. Yine bu dönemde İnfluenza A, sindirim sistem şikâyetlerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla bulantı, kusma, ishal yapabiliyor. Bu da gıda zehirlenmeyle karışabiliyor. Ama gıda zehirlenmelerinde gripteki yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı gibi diğer bulguları da görmediğimiz için onu da rahatlıkla ayırt edebiliyoruz. PCR dediğimiz virüsün izolasyon testi ve hızlı antijen testleri bu hastalıkları birbirinden ayırt etmede kolaylık sağlıyor.”
“Antibiyotik kullanmamamız gerekiyor”
Tedavisinden de bahseden Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Gribal enfeksiyonlar viral enfeksiyonlardır. Dolayısıyla antibiyotik kullanmamamız gerekiyor. Çünkü gereksiz yere antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç oluşturmalarına neden oluyor. Bir de antibiyotiklerin gereksiz yan etkilerine maruz kalınıyor. İnfluenza A'da asıl antiviral ilaçları kullanıyoruz. Oseltamivir grubu ilaçları beş gün süreyle hastalarımıza verdiğimizde çok daha hızlı bir şekilde düzelmelerini sağlıyoruz. Özellikle ilk 48 saat içerisinde bu tedaviye başladığımızda virüsün vücuttaki yayılımını engellemiş ve şikâyetlerinin süresini azaltmış oluyoruz” dedi.