KTÜ Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği'nden Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Aksoy, 'Culex' türü sivrisineklerden bulaşan ve Türkiye'de 2010'dan itibaren görülen Batı Nil ateşine yol açan virüs salgınına karşı uyarı ve tavsiyelerde bulundu. 'Batı Nil Virüsü' hastalığının, 1937 yılında Uganda'da ilk kez tanımlandığını hatırlatan Aksoy, "Hastalık, çoğunlukla Afrika, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Batı Asya'da görülür. 2010 yılından itibaren de ülkemizden vaka bildirimleri yapılmaktadır. 2018 yılında Avrupa ve komşu ülkelerinde vaka sayılarında artışlar bildirilmektedir. Aynı yıl İtalya ve Yunanistan'da salgın görülmüş, ölümler olmuş, Türkiye'de de 26 vaka bildirilmiştir. 2024 yılında İsrail, Brezilya ve Yunanistan'da görüldü. Bu yıl ülkemizden de vaka bildirimleri yapıldı" dedi.
'İLK BELİRTİLERİ ATEŞ, HALSİZLİK'
Virüsün insana bulaşmasının ancak sivrisinek ısırığı ile mümkün olduğunu söyleyen Aksoy, hastalık belirtilerinin sivrisinek temasından sonra 3-14 gün içinde çıkabildiğini aktardı. Aksoy, "Nadiren, kan transfüzyonu ve organ nakli ile bulaşabilir. Doğum sırasında ya da emzirme ile anneden bebeğe geçtiği de biliniyor. Hastalık belirtileri, sivrisinek temasından sonra 3-14 gün içinde çıkabilir. İlk belirtileri ateş, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, kas ağrıları, eklem ağrıları, lenf bezlerinde şişlik, kusma, ishal veya döküntü olabilir. Döküntüler hastanın gövdesinde, kollarında ve bacaklarında olabilir. Küçük kızarıklıklar şeklindedir. Bazen hastalarda sinir sistemi etkilenerek beyin ve omuriliği çevreleyen zarların iltihabı sonucu menenjit gibi ciddi tablolar gelişebilir. Uykuya meyil, koma ve nadiren ölüm görülebilir" diye konuştu.