Hava kirliliğinin astım, bronşit, amfizem ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi sağlık sorunlarının görülme sıklığını artırdığına, PM2,5 gibi ince partiküllerin akciğerlerin derinliklerine kadar inerek inflamasyona neden olduğuna ve solunum kapasitesini azalttığına dikkati çeken Özdoğan, azot dioksidin ise astımı tetiklediğini bildirdi.PM2,5'e uzun süreli maruziyetin kardiyovasküler hastalıklara yol açabileceğinin altını çizen Özdoğan, "Hava kirliliği, Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından 'Grup 1 karsinojen' olarak sınıflandırılmıştır. Bu sınıflama, hava kirliliğinin insanlar için kanserojen olduğuna dair yeterli kanıt bulunduğu anlamına gelir. Özellikle akciğer kanseri riski, hava kirliliği maruziyetiyle doğrudan ilişkilidir. İnce partiküller, solunum yoluyla akciğerlere ulaşarak DNA hasarına yol açabilir ve tümör oluşumuna neden olabilir. Ayrıca meme kanseri gibi diğer kanser türleri de hava kirliliğiyle ilişkilendirilmektedir. Uzun süreli hava kirliliği maruziyeti, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bu durum, enfeksiyonlara karşı direnci azaltarak, genel sağlığı olumsuz yönde etkiler." diye konuştu.Kanser ve hava kirliliği arasındaki bağlantıya işaret edilen çalışmalarda PM2,5 ve PM10 gibi ince partiküllere uzun süre maruz kalan kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı sonucuna ulaşıldığı bilgisini veren Özdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:"PM2,5 solunum yoluyla vücuda girer ve dolaylı yoldan meme dokusunu etkileyerek kansere yol açabilir. Azot dioksit maruziyeti de meme kanseri riskini artırabilir. Bu kirleticinin, hormonal dengesizliklere yol açarak meme kanseri gelişimine katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Özellikle menopoz öncesi dönemde azot dioksit maruziyetine daha fazla dikkat edilmelidir çünkü bu dönemde hormonal değişiklikler meme kanseri riskini artırabilir. Sonuç olarak, hava kirliliğinin, özellikle PM2,5, PM10 ve azot dioksit gibi kirleticilerle uzun süreli maruziyetin meme kanseri riskiyle ilişkili olabileceği gösterilmiştir. Bu nedenle hava kirliliğinin azaltılması meme kanseri gibi kanser türlerinin önlenmesinde önemli bir halk sağlığı önceliği olabilir."