(N)ikotin (A)denin (D)inükleotid yaşamsal bir molekül. Hücrelerimizin enerji üretim merkezleri mitokondrilerimizde şekerle oksijenin birlikte yakılarak ATP enerjisini üretebilmemiz için ona kesinlikle muhtacız.
Eğer NAD’ımız sıfırlanırsa çok değil 20-30 saniye içerisinde hayata veda ederiz. Diğer taraftan yaşımız ilerledikçe de maalesef giderek derinleşen bir çeşit “NAD YOKSUNLUĞU KRİZİ”nin içine düşer, daha sık hastalanır ve daha kötü bir yaşlanma sürecine “merhaba” deriz.
Biraz da bu nedenle son yıllarda ekonomik imkânı olan hemen herkes NAD rezervlerini güçlendirme peşine düştü. Kimi farklı NAD destekleri kullanarak (NAD, NMN, NR) kimi de damar yoluyla invaziv NAD enjeksiyonları yaptırarak NAD seviyelerini yükseltmeye çalışıyor.
Özellikle intravenöz/damar içi NAD enjeksiyonlarının, NAD seviyelerini arttırmanın en iyi yolu olduğu da biliniyor. Ne var ki bu iki yolun her ikisi de oldukça pahalı seçimler.
NAD’ı arttırmanın kolay ve ucuz yol ise NAD öncüllerini içeren gıdaları tüketmek. Bunun için de NAD’ın hammaddesi olan “triptofan aminoasidi”nden zengin besinlere yüklenmemiz lazım.
Triptofan ise hayvansal ve bitkisel protein zengini gıdalarda daha çok bulunan bir molekül. Sözü daha fazla uzatmadan bir sonraki kutuda özetlediğim triptofan dolayısıyla NAD öncüllerinden zengin besinlerin listesine bir göz atmamızda fayda var.
NAD ÇOĞALTAN BESİNLER
Kümes hayvanları (hindi, tavuk)
Kırmızı et (sığır, keçi, koyun)
Balıklar (özellikle yağlı olanlar)
Bakliyat grubu besinler (özellikle mercimek, nohut, edamame)
Sebzeler (lahana, domates, salatalık)
NOT: NAD seviyelerinin korunması söz konusu olduğunda şu ayrıntılara da lütfen dikkat edin: Yüksek kalorili, yüksek enerjili, yüksek yağlı, yüksek şekerli beslenme yanlışları da NAD seviyelerini azaltıyor.