Dr. Atilla Alexander Akgöl, diş sıkma alışkanlığının uzun vadede yüz kaslarının zayıflamasına, yüz şeklinin değişmesine ve hatta diş kaybına neden olabileceğini bildirdi.Akgöl, modern hayatın yoğun stresi, sadece ruhsal ve fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda diş sağlığını da ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtti.Akgöl, son yıllarda bruksizm olarak bilinen diş sıkma ve gıcırdatma vakalarında önemli bir artış gözlemlendiğine dikkati çekerek, rahatsızlığın dişlere ve çene kaslarına verdiği zararlar konusunda önemli uyarılarda bulundu. Diş sıkma sorununun uzun vadede yüz kaslarında güç kaybına neden olduğunun altını çizen Akgöl, Diş sıkma yüz şeklinin değişmesine ve hatta diş kaybına yol açabiliyor. Bruksizm, genellikle uykuda veya uyanıkken farkında olmadan dişlerin sıkılması ya da gıcırdatılması olarak ortaya çıkar. ifadelerini kullandı.Dr. Akgöl, bu rahatsızlığın nedenlerini psikolojik stres, genetik faktörler ve yaşam tarzı gibi çok faktörlü nedenlere bağlayarak, uyku bruksizminin genellikle uyku bozukluklarıyla ilişkilendirilirken, uyanık bruksizm daha çok stres ve yoğun konsantrasyon dönemlerinde görüldüğünü bildirdi. Bruksizm tedavi edilmediğinde sadece diş sağlığını değil, baş ağrıları, migren ve çene eklem sorunları gibi ciddi sağlık problemlerine de yol açabildiğine işaret eden Akgöl, Bu noktada şeffaf plak kullanımı, diş sıkmayı önlemek için önerilen tedavi yöntemlerinden sadece biri. açıklamasında bulundu. Akgöl, estetik amaçlı kullanılan botoxun, son yıllarda diş sıkma tedavisinde de sıklıkla tercih edilmeye başlandığını anlatarak, şunları kaydetti.Masseter Botoxu olarak bilinen bu yöntemle, çiğneme kaslarına yapılan enjeksiyonla kaslar gevşetilir, böylece diş sıkma ve gıcırdatma azalır. Botox tedavisinin etkisi genellikle 3-6 ay sürer ve etkisini korumak için düzenli aralıklarla tekrarlanması önerilir. Ayrıca, tedavi sürecinde temporal kasın da devreye girmesi gerekebilir, bu da doktor kontrolünde planlanmalıdır. Stresin arttığı bu dönemlerde bruksizm gibi sorunlar yaşamak kaçınılmaz olabilir, ancak doğru tedavi yöntemleriyle bu problemin üstesinden gelmek mümkün.