Dikkatin sessiz düşmanı: Yakındaki telefonlar
Telefonu sadece masanın üzerinde tutmanın, zihinsel performansı ortalama yüzde 20 düşürdüğünü biliyor musunuz? Uluslararası araştırmalar, bu küçük ama güçlü cihazların dikkatimizi fark ettirmeden emdiğini ortaya koyuyor. Esra Sayın'ın haberi... (TRT Haber)




Telefonun bildirim sesi veya titreme uyarısı, en somut dikkat dağıtıcı unsurlar arasında yer alıyor. Ancak sessiz modda bile beyin, “az önce bir bildirim geldi mi?” endişesiyle sürekli olarak potansiyel bir uyarıya karşı tetikte kalıyor. Uzmanlar, bu bölünmüş dikkatin yalnızca anlık değil, tüm güne yayılan bir verimsizlik döngüsüne neden olabileceğini vurguluyor.
Yine de birçok kişi telefonu tamamen gözden uzaklaştırmaktan çekiniyor. Önemli bir çağrıyı, mesajı ya da e-postayı kaçırmamak adına “her an ulaşılabilir olmak” büyük bir rahatlık gibi görülebiliyor. Özellikle iş ortamında bu beklenti, telefonu yakında tutma alışkanlığını daha da pekiştiriyor.

Telefonun sessiz de olsa yakınlarda bulunmasının, beynimizin çalışma potansiyelini nasıl gölgelediğini çalışmalar doğruluyor.
Önemsiz gibi görünen küçük bir mesafe ise zihinsel olarak oldukça büyük bir fark yaratabiliyor. Öyle ki, gerçek bir konsantrasyon için telefonla araya koyulan her santimetre değerli bir kazanç gibi görünüyor.
Peki, bunun için ne gibi adımlar atılabilir?
Çekmece yöntemi: Masada kapalı bir kutu veya çekmece kullanmak, telefonu gözden uzakta konumlandırmaya yardımcı oluyor. Böylece beyin, ekranı arada sırada kontrol etme isteğinden uzaklaşabiliyor.
Zaman bloklama: Belirli saat dilimlerini “telefon bakılmayacak aralıklar” olarak belirlemek, bildirim bekleme döngüsünü kırıyor.
Bildirim yönetimi: Acil olmayan uygulamalardan gelen bildirimleri kapatmak, beyin üzerindeki sürekli tetikte kalma yükünü hafifletiyor.
Fiziksel mesafe: Derin odaklanma veya önemli bir toplantı esnasında telefonun tamamen farklı bir odada durması, zihinsel konsantrasyonu artırıyor.