'ERKEKLER DAHA FAZLA ETKİLENİYOR'
Oyunların süresinin yanında içeriğinin de çok önemli olduğuna dikkati çeken Uzm. Dr. Tanıgör, özellikle savaş içerikli oyunlarda çocukların saldırgan davranışların ödüllendirildiğini görebildiğini dile getirdi. Oyunların büyük bölümünde gerçek hayattaki gibi cezalandırma ya da ahlaki duyguların işlendiğini göremediklerini ifade eden Uzm. Dr. Tanıgör, çocuklara bir süre sınırlaması gerektiğini belirterek, "Özellikle 16-21 yaş grubu en fazla etkilenen gruptur. Erkek cinsiyetin daha fazla etkilendiğini görüyoruz. Ama gün geçtikçe yaş grubunun daha da düştüğünü görüyoruz. Özellikle uzun süre kullanımlarda ve bağımlılık durumunda daha fazla olumsuz etkilerle karşılaşıyoruz. Bu nedenle süre konusuna dikkat edilmeli. 0-3 yaş arası çocukların hiç maruz kalmaması gerekiyor. Ekran maruziyetini alabildiğince kısıtlı tutmalıyız. 3-6 yaş arası en fazla yarım saat izlemeli. 6-9 yaş arası 45 dakika ile sınırlandırılmalı. 9-12 yaş arası 1 saati geçmemeli, 12 yaştan sonra da 2 saati geçmemeli" ifadelerini kullandı.
'KARAKTERLE ÖZDEŞİM KURUYORLAR'
Oyun bağımlılığına eşlik eden dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, depresyon ve diğer psikiyatrik bozuklukların tedavisinin de önemli olduğunu belirten Uzm. Dr. Tanıgör, psikiyatri polikliniklerine başvuru yapan ailelerle ayrı görüştüklerini ve yapılabileceklerini anlattıklarını ifade etti. Dijital oyunlara uzun süre maruz kalan ve yine bağımlılık düzeyine varmış gençlerin izledikleri karakterle kendisini özdeşleştirdiğini ifade eden Uz. Dr. Tanıgör, "Çocuklar internet oyunlarında oluşturduğu karakterle özdeşim kurabiliyor. Özellikle oyunların gerçekçiliği arttıkça bu özdeşimin gücü de artabiliyor. Örneğin yeni sürümlerin yüklenmesi, 3 boyutlu oyunların çıkması özdeşimi daha da artırabiliyor. Ve bu durumda oyunun içeriği çok önemli. Saldırgan içerikli, savaş içerikli oyunlarda özellikle bir kat daha dikkat edilmesi gerekiyor" dedi.