'Beyin çürümesi'nin panzehiri; Mindfulness
‘Brain Rot’ olarak da bilinen ‘Beyin Çürümesi’ kavramı son dönemde sıkça karşımıza çıkıyor. Sosyal medyanın ve kalitesiz içeriklerin aşırı kullanımının olumsuz etkileriyle bireylerin zihinsel durumunun bozulması anlamına gelen ‘beyin çürümesi’ mevcut çağın en ciddi problemlerinden biri kabul ediliyor.
Haberin Devamı
/

Mindfulness ile bu sorunla başa çıkmanın mümkün olduğunu belirten mentor Tuba Müftüoğlu, farkındalık çalışmalarının bilişsel işlevleri geliştirmeye katkı sağladığını vurguladı.
‘Beyin Çürümesi’ nedir?
/

‘Beyin çürümesi’ bireylerin bilişsel ve zihinsel işlevlerinin bozulmasını tanımlayan bir kavram. Oxford Sözlüğü geride bıraktığımız sene olan 2024 için yılın kelimesini ‘brain rot’ yani ‘beyin çürümesi’ olarak seçti. Günümüzde bu tanımlama sosyal medyanın ve buradaki kalitesiz içeriklerin aşırı tüketilmesi sonucu kişinin zihninde meydana gelen bozulmayı ifade ediyor. Bu sorun sadece bireylere değil toplumun geneline de yansıyor. Zihni zorlayıcı olmayan çevrimiçi dijital içeriklerin saatlerce izlenmesi ve beynin düzenli olarak bunlarla meşgul olması bilinci bulanıklaştırıyor, odaklanmayı güçleştiriyor, kaygı düzeyini artırıyor ve yaşam kalitesini düşürüyor.
Haberin Devamı
Mindfulness zihinsel işlevleri geliştiriyor
/

Bilinçli farkındalık olarak tanımlayabileceğimiz Mindfulness en yalın haliyle ‘olanı olduğu gibi fark etmek’ anlamına geliyor. Farkındalığın artması bilişsel düzeyimizin de artmasını sağlıyor. İçinde bulunduğumuz anı kalıplarımızın, kaygılarımızın, inançlarımızın, yargılarımızın ve beklentilerimizin zihnimizde yanılsamalar yapmasına izin vermeden değerlendirebiliyoruz. Beyin çürümesine yol açan aşırı kalitesiz içerik tüketimi ise zihnimizde tam tersi yanılsamalar meydana getirebiliyor. Farkındalığımız arttıkça toksik içeriklere karşı zihnimiz daha korunaklı hale geliyor, dikkatimizi toplamak ve odağımızı bulmak daha mümkün olabiliyor. Mindfulness bizleri otopilot sistemimizden çıkararak çevremizdeki tüm uyaranları anlamaya, onlarla sağlıklı bir ilişki kurmaya ve beden-zihin, zihin-nesne, duygu farkındalığımızı kazanmaya yönlendiriyor.
Beyin çürümesine karşı mindful adımlar
/

Mindfulness yani bilinçli farkındalık sayesinde beyin çürümesine yol açan olumsuz etkilerden kurtulmamız, motive olabilmemiz, odaklanabilmemiz ve yaşam kalitemizi artırmamız mümkün. İlk ve öncelikli yapmamız gereken sosyal medya kullanımımızı kısıtlamak olabilir. Gün içerisinde belirli aralıklarla ve zaman sınırlamasıyla sosyal medya kullanmamız toksik içeriklere maruz kalmamızı engelleyip kendimizi korumaya almamızı sağlar. Bunun dışında hayatımıza ilgi çekici alternatifler katmamız yararımıza olacaktır. Kitap okumak, günlük tutmak veya bizi meşgul edecek bir hobi edinmek zihnimize iyi gelecektir. Sosyal medya dışında hayatımıza katacağımız her aktivite bilişsel zenginliğimizi artırır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Mindful yürüyüşler son derece yararlı
/

Beyin çürümesine yol açan aşırı sosyal medya içeriği tüketimi bir alışkanlıktır. Günlük yaşamımızdaki alışkanlıklarımızı değiştirmemiz bu konuda bize yardımcı olabilir. Durağan bir hayat tarzından kurtulmanın en kolay yolu yürüyüşlere başlamaktır. Yürüyüş hem bedenimize hem de zihin sağlığımıza iyi gelen bir aktivitedir. Örneğin bir parkta yürürken bitkilerin rengine, kuşların seslerine, yağmurun tenimizde hissettirdiği duyguya, güneşin yarattığı sıcaklığa odaklanmamız, içinde bulunduğumuz zamanı ve mekanı en iyi şekilde özümsememizi sağlar. Bu aktiviteyi düzenli olarak tekrarlamamız, düşünce yapımızın değişmesinin, zihnimizde yeni fikirler belirmesinin ve daha sağlıklı bir bilince ulaşmamızın anahtarı olacaktır. Ayrıca günlük yaşamımızın içine mindful nefes egzersizleri serpiştirmemiz de zinde bir zihin için önemlidir.
Alışkanlıkları değiştirmek yenilenme sağlar
/

Sosyal medya içeriklerinin meydana getirdiği mental sisi dağıtmanın en iyi yolu değişimdir. ‘Tekrarlayan durağanlıktan’ kurtulmamız için belirli aralıklarla dijital detoks yapmak faydalı olacaktır. Birkaç gün sosyal medyadan uzak durmak bize bir şey kaybettirmez ama çok şey kazandırabilir. Detoks süremiz bittiğinde her şeyin bıraktığımız gibi olduğunu ve dijital dünyada hiçbir şeyin değişmediğini görürüz. Değişen tek şey zihnimizdeki berraklaşmadır. Bu detoks sürecinde kendimize, ilişkilerimize, alışkanlıklarımıza dışarıdan bir gözle farkındalıkla bakmamız hayatımıza yeni bir yön vermemizi beraberinde getirebilir. Sevdiğimiz bir arkadaşımızla elimizde mobil cihazlar olmadan yapacağımız uzun bir sohbetin tadı başka hiçbir şeyde olmayacaktır. Dijital çağın oluşturduğu ‘beyin çürümesiyle’ ancak değişimle ve özümüze dönmekle baş edebiliriz.