Hastalığın belirtilerine de değinen Prof. Dr. Sedat Öktem, “Çoğunlukla; öksürük, baş ağrısı, halsizlik, ateş gibi belirtiler gösteriyor. Küçük çocuklarda ayrıca ishal ve kusma da görülebilir. Ateş olmadan burun akıntısı, şiddeti giderek artan ve haftalarca süren öksürük, astım ataklarının ortaya çıkması ve hışıltının eşlik ettiği çocuklarda özellikle Mycoplasma pnömoninin neden olduğu yürüyen zatürre akla gelmelidir” şeklinde konuştu.
YÜRÜYEN ZATÜRREDEN KORUNMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Hastalıktan korunmak için dikkat edilecek hususlar konusunda da uyaran Prof. Dr. Öktem, “Öksürme ve hapşırmalar sırasında ağız ve burun kapatılması ve ellerin sık yıkanması ile hastalığın bulaşması azaltılabilir. Ayrıca sınıfların havalandırılması havada bulunan mikropların sayısının azaltılmasına ve mikrobun bulaşma olasılığının azalmasına yol açabilir. Bu nedenle soğuk havalarda bile çocukların tenefüse çıkması ve sınıfların havalandırılması çok önemli” dedi.
NASIL BİR TEDAVİ YÖNTEMİ UYGULANIYOR?
“Üst solunum yolu enfeksiyonu özel bir tedavi gerektirmeden iyileşebiliyor. Ancak zatürre gelişmesi durumunda mutlaka antibiyotik ile tedavi edilmeli” diyen Prof. Dr. Sedat Öktem, “Astım ataklarını tetiklemesi durumunda havayolundan buhar tedavileri gerekebilir. Hafif zatürre bulguları olanlarda ayaktan şurup ya da haplarla tedavi edilirken; oksijen değeri düşük olan, solunum sıkıntısı, hızlı nefes alma, beslenememe sorunları olan çocuklar hastaneye yatırılarak tedavi gerekiyor” ifadelerini kullandı.