ALZHEİMER'I 20 YIL ÖNCEDEN HABER VEREN BELİRTİ! Bunu kimse bilmiyor! Vücudunuzdaki gizli düşman. Beyni etkilediği ortaya çıktı! SAĞLIKLI BEYİN İÇİN 5 TAVSİYE
Bel çevresi erkeklerde 94 kadınlarda 80 cm üzerindeyse dikkat! Çünkü bu değişim gizli yağlanma belirtisi. Bel çevresi yağlanması birçok hastalık için risk faktörü iken iç yağlanma yani karaciğer çevresinde biriken gizli yağların da Alzheimer hastalığı üzerinde etkisi ortaya çıktı. Beslenme Uzmanı Dilara Koçak bugünkü köşesinde gizli yağlanma ve alzheimer arasındaki ilişkiyi kaleme aldı. İşte detaylar...

Bel çevresi yani karın bölgesindeki yağlanma birçok kişi için ortak problemlerden biri. Peki bu konuda bildiklerinizi gözden geçirmeye ne dersiniz?
Bel çevresi yağlanması kalp ve damar hastalıkları, inme, tansiyon ve diyabet gibi hastalıklar için de önemli bir risk faktörü.
Elinize bir mezura alıp bel çevrenizi ölçtüğünüzde erkeklerde 94 cm’nin kadınlarda ise 80 cm’nin üzerindeyseniz tehlike çanları çalıyor demektir. Bel çevrenizin genişliğinin artması aynı zamanda iç yağlanma riski konusunda da en büyük faktörlerden biri.
Öyle ki vücudumuzun gövde kısmında bulunan ve yaşamsal önem taşıyan organlarımızın çevresinde oluşan yağlanma birçok konuda tehdit oluşturabiliyor.

Elbette vücudumuzdaki tüm organlar ayrı önem taşıyor, fakat karaciğerin gördüğü fonksiyonlar nedeniyle çok önemli bir yere sahip olduğu unutulmamalı. Kendisi protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve ilaçların vücudumuzda işlem görebilmesinden sorumlu.
Sağlıklı bir vücutta karaciğer, toksinleri gidermeye yardımcı olur ve sindirime yardımcı safrayı üretir. Fakat karaciğer yağlanmanız varsa bu durum, karaciğerinizin gerektiği gibi çalışmasına engel olur.
Dikkat etmekte fayda var; çünkü ilerleyen dönemlerde başka hastalıkların kapısını da açabiliyor. Yapılan çok yeni bir araştırma bu risk faktörlerine bir yenisini eklemiş.

Alzheimer hastalığı, günümüze yaş almayla birlikte ortaya çıkan en karmaşık nörolojik hastalıklardan biri. Araştırmalar aslında genç nüfusta bazı belirtiler verdiğini, ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabileceğini vurguluyor yani hayatınızın her döneminde önlem almak kıymetli.
Kuzey Amerika Radyoloji Derneği’nin (RSNA) yayınladığı yeni bir araştırma, iç yağlanmanın ve karaciğer çevresinde biriken “gizli yağların” Alzheimer’ın belirtilerinden 20 yıl önce riski öngörebileceğini ortaya koyuyor.
Çalışmaya göre, bu yağlanma bağışıklık sistemiyle bağlantılı bazı proteinlerin seviyelerini etkileyerek beyin hücrelerinde inflamasyonu artırıyor ve sinirler arasındaki iletişimi bozuyor. Amiloid birikimi uzun zamandır Alzheimer hastalığının ayırt edici özelliklerden biri.
Daha yüksek viseral yağ seviyelerinin artan amiloidle ilişkili olduğu ve yüksek beden kütle indeksinin bu amiloid birikimi üzerindeki etkisinin yüzde 77’sini oluşturduğunu belirtiyor.
Yapılan araştırmalar, diyabetli bireylerde Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin diyabetli olmayan kişilere göre daha fazla olduğunu gösteriyor. Hatta tip 3 diyabet kavramı bir diğer adıyla beyin diyabeti kavramından size daha önce bahsetmiştim.
Alzheimer ve diyabet ilişkisine odaklanan çalışmalar giderek artıyor. Bu araştırma da daha yüksek insülin direnci seviyelerinin beyindeki yüksek amiloid ile ilişkili olduğunu vurgulamış.


Çalışmada işlenmiş ve şekerli gıdalardan uzak durmanın ve tam tahıllar gibi düşük glisemik indeksli karbonhidratların tercih edilmesinin önemi de vurgulanıyor. Öte yandan, düzenli egzersiz, stres yönetimi ve kaliteli uyku gibi yaşam tarzı alışkanlıklarının da beyinsel inflamasyonu azaltmaya yardımcı olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Özetle 40’lı ve 50’li yaşlarda, hastalığın patolojisi en erken evrelerindeyken kilo kaybı ve iç yağlanmanın azaltılması gibi potansiyel değişiklerin hastalığın başlangıcını önleme veya geciktirme aracı olarak daha etkili olduğu çalışmanın en önemli sonuçları arasında.
Yani Alzheimer’ından korunmak için erken önlemler almak mümkün. Sağlıklı seçimler yapmak sadece bedenimizi değil, zihinsel sağlığımızı da koruyor. Bugünden atacağınız küçük adımların, gelecekte sağlıklı bir yaşam sürmek için oldukça önemli bir yatırım olduğunu hatırlayın.

1. Haftada iki kez yağlı balık tüketin.
2. Günlük beslenmenize ceviz, badem ve keten tohumu ekleyin.
3. Antioksidan içeren koyu yeşil yapraklı sebzeler ve kırmızı meyveleri sofranızdan eksik etmeyin.
4. Şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçının, tam tahılları tercih edin. Bitkisel protein kaynağı baklagilleri önemseyin, daha yüksek emilim için filizlendirilmiş olarak tüketin.
5. Düzenli egzersiz yapın ve kaliteli uykuya önem verin.