Zorbalık eden çocuğun da en az mağdur edilen çocuk kadar yardıma ihtiyacı olduğunu paylaşan Hızlan, “Derdini zorbalıkla ifade etmesinin elbet bir sebebi vardır. Bunda da ailesi başta olmak üzere bulunduğu evin, çevrenin, yaşadıklarının, ebeveyn zorbalığına maruz kalmış olmasının veya birçok şeyin etkisi olabilir.
O yüzden akran zorbalığını sadece mağdurlar için konuşmak, durumu eksik ele almaktır ve çözüm bulamamayı beraberinde getirir” diye konuştu.
Aileye duyulan güven zedelenmemeli
Çocukların başka kimse olmasa da ailesi tarafından sonsuz şekilde sevileceğini hissetmesinin olası zorbalık durumlarında alacakları yarayı hafiflettiğini anlatan Hızlan, “Çocuğun ‘Ailem beni korur, ne gerekiyorsa yapar’ düşüncesi ve güven duygusu zedelenmemeli. Yaşanan olumsuzluklar görmezden gelinmemeli, sessiz kalınmamalı. Ancak problemin çözümünde, zorbalık eden çocuk ya da ebeveynleriyle suçlayıcı tonda konuşmak işleri zorlaştırabileceği için dikkatli olunmalı.
Okul yönetimine de sorumlulukları hatırlatılmalı, okul saatleri içindeki olumsuzluklardan haberdar olmaları gerektiği vurgulanmalı ve yardım istenmeli.” dedi.
Uygun olmayan talep ve isteklere ‘hayır’ denilebilmeli
Öz güvenli çocuk yetiştirmek adı altında çocuğun her istediğini, istediği an ve istediği şekilde yapmanın ‘zorba adayı’ yaratma ihtimalini artırdığını hatırlatan Hızlan, “Başkalarının hak ve özgürlüklerini gözeterek yetiştirilen çocuklar daha anlayışlı olur, empati yeteneği güçlenir bunun sonucunda da iletişimi zorbalık etmeden kurabilmeyi öğrenir” dedi.