hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Fazla ışık beyni yanıltıyor, oluşan uyku problemleri ise bağışıklığı zayıflatıyor

    Fazla ışık beyni yanıltıyor, oluşan uyku problemleri ise bağışıklığı zayıflatıyor
    expand

    Uyku alanında çalışmalar yürüten Harvard Mezunları Ruh Sağlığı Elçisi Dr. Mohammad Nami, özellikle pandemi sürecinde artan teknoloji kullanımının uyku üzerindeki etkilerinden bahsetti. Mavi ışığın, beyni uykuya ihtiyacı olmadığı şeklinde yanılttığını, verimsiz uykunun ise bağışıklık sistemini zayıflattığını vurgulayan Dr. Nami, “Covid geçirmiş hastalarla çalışıyorum. Covidin uzun vadeli sonuçlarından birinin uykusuzluk yani insomnia olduğunu görüyoruz.” dedi. (Posta)

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Beyin Haritalama ve Tedavileri Derneği (Society for Brain Mapping and Therapeutics - SBMT) ve Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen Balkanlar ve Ortadoğu Beyin Girişimi Zirvesi, sinirbilim alanında çalışan uzmanları bir araya getirdi. Uyku alanında çalışmalar yürüten Harvard Mezunları Ruh Sağlığı Elçisi Dr. Mohammad Nami, ekrana bakma süresinde %63’lük bir artış olduğunu söyledi. Mavi ışığın, beyni uykuya ihtiyacı olmadığı şeklinde yanılttığını, verimsiz uykunun ise bağışıklık sistemini zayıflattığını vurgulayan Dr. Nami, “Covid geçirmiş hastalarla çalışıyorum. Covidin uzun vadeli sonuçlarından birinin uykusuzluk yani insomnia olduğunu görüyoruz.” dedi. Uyku alanında çalışmalar yürüten Dr. Mohammad Nami, özellikle pandemi sürecinde artan teknoloji kullanımının uyku üzerindeki etkilerinden bahsetti.

    PANDEMİ HAYATIMIZI DEĞİŞTİRDİ

    Dr. Mohammad Nami, pandeminin günlük yaşantımızdan uyku düzenine kadar pek çok konuda önemli değişikliklere ve etkilere yol açtığını belirterek “Pandemi süreci herşeyi etkiledi. İnsanlar normal hayatlarını sürdüremedikleri ve dışarıya çıkamadığı için normalden daha farklı bir hayat düzenine geçmek durumunda kaldılar. Bu da onların daha yalnız hissetmelerine neden oldu. Arkadaşlarıyla ve sevdikleriyle bir araya gelme imkanlarından mahrum kaldılar. Eskiden arkadaşları, aileleri, tanıdıkları ve sevdikleri insanlarla buluşuyorlardı ama pandemi bunların hepsini değiştirdi.” dedi.

    EKRANA BAKMA SÜRESİ YÜZDE 63 ARTTI

    İnsanların bu dönemde sosyal medyayı kullanmaya başladıklarını kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Güncel çalışmalara bakacak olursak gençler ve genç erişkinlerin ekrana bakma sürelerinde %63’lük bir artış olduğunu görürüz. İnsanlar akşamları yapacak bir şeyleri olmadığında internete girip sörf yapıyorlar. Sosyal medya platformlarına giriyorlar ve internetin içinde kayboluyorlar. Gelen mesajlara, postlara bakıyorlar ve kendilerini bu platformlara çok kaptırıyorlar. Bu sebeple de retinalarına ekrandan çok fazla ışık geliyor.” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    FAZLA IŞIĞA MARUZ KALMAK BEYNİ YANILTIYOR

    Gözün arkasında bulunan retinada birçok nöron ve sensörün bulunduğunu kaydeden Dr. Mohammad Nami, mavi ışığa maruz kalmanın beyinde yanıltıcı bir etki oluşturduğuna dikkat çekti: “Bu nöronlardan birçoğu beynimizdeki aydınlık ve karanlık algısını kodlamakla görevlidir. Beyin bu ışığa maruz kaldığında uyku vaktinin gelmediği yanılgısına uğrar. Bu mavi ışık, beynin arkasına yani beyin epifizine ulaştığında beyin epifizi de melatonin hormonu salgılamayı bırakır. Melatonin seviyesi düşer ve hipotalamus ve melatonin alıcıları yeterli miktarda melatonin alamaz. Bu yüzden beyin vücudun uykuya ihtiyacı olduğu sinyalini gönderemez. O nedenle bütün gece boyunca uyanık kalırız. Pandemide de aynı bu şekilde oldu. İnsanların ekrana baktıkları süre ve uykuya geçme süreleri daha önce de belirttiğim gibi %40 ila %60 arasında artış gösterdi.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    KALİTESİZ UYKU BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ OLUMSUZ ETKİLEDİ

    Bu durumun da insanların verimli ve kaliteli uykudan mahrum kalmalarına sebep olduğunu ifade eden Dr. Mohammad Nami, “Bu durum da sağlığımızı, kalbimizi, akciğerlerimizi, sinir sistemimizi ve dolaşım sistemimizi olumsuz yönde etkiledi. Hatta bağışıklık sistemimiz bile oldukça olumsuz etkilendi. Yeterli uykuyu alamayan insanların virüse karşı daha dayanıksız olduklarını gördük. Bu nedenle insanlar aşılı olmalarına rağmen kovid olabiliyordu. Bu veriler de güncel araştırmalar tarafından destekleniyor. Nörobilimin kovidin uzun vadeli sonuçlarını belirlemesi için yapması gereken çok şey var.” dedi.

    COVİDİN UZUN VADELİ SONUÇLARINDAN BİRİ: UYKUSUZLUK!

    Uyku düzensizliklerini inceleyen bir hekim olarak covid geçirmiş hastalarla çalıştığını kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Covidin uzun vadeli sonuçlarından birinin uykusuzluk yani insomnia olduğunu görüyoruz.” dedi.

    UYKUSUZLUĞUN 14 ÇEŞİDİ VAR

    Uykusuzluk yani insomnianın 14 farklı çeşidi olduğunu belirten Dr. Mohammad Nami, bunlardan 4-5 tanesinin direkt olarak covide bağlı olarak şekillendiğini kaydetti. Dr. Mohammad Nami, şöyle devam etti: “Uyku düzensizliğinin 80 farklı türü vardır. Uyku düzensizlikleri içine giren insomnianın ise 14 farklı türü bulunuyor. Bazı insanlar uykuya dalmakta güçlük çeker bazılarıysa uyku süresini kesintisiz geçirme konusunda sorun yaşarlar. Bazıları sabahları erkenden kalkmaktan muzdariptir. Bazı kişilerde uyku sırasında nefes alma problemleri geliştirdiğini görürüz, bazılarının uyku sırasında bacakları titrer. Bazılarının ise diş gıcırdatma problemleri olabilir. Bazılarının kalp ritimlerinde düzensizlik gözlemlenebilir. Bazıları da ikincil insomnia denilen rahatsızlığa sahip olabilir.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    UYKU İLAÇLARI BİLİNÇSİZ KULLANILMAMALI

    Covid döneminde madde kullanımı riskinin de zirveye ulaştığını kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Bazı insanlarda madde kullanımından ötürü insomnia gelişti. İnsomnianın tedavi yollarından biri ilaç yoluyla tedavidir. İlaç yoluyla tedavi kesinlikle yanlış olarak algılanmamalı. İnsomnia tedavisi, kesinlikle uykuya yardımcı ilaçların reçetelenmesiyle bir tutulmamalıdır. Bazı insanlar maalesef doktorlarına danışmadan uyku ilacı alıyor fakat bu ilaçların pek çoğu zararlı. Çünkü bu ilaçların pek çoğu bağımlılığı ve toleransı artırıyor. Bu insanlar maalesef bu ilaçlara karşı bağımlı hale gelebiliyor. Bir süre sonra da sadece uykuya dalmada değil, günlük aktivitelerinde bile zorlanabiliyorlar. Günlük işlerini yapabilmek için bu ilaçlara mahkûm hale geliyorlar. O yüzden ben diyorum ki insomnia tedavisi sadece ilaç tedavisi olarak görülmemelidir.” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İnsomnia tedavisinde ilaç dışında tedaviye destek olacak yöntemlere de değinen Dr. Nami, “Meditasyon, yoga, mindfullness, bilişsel aktiviteleri sayabiliriz. Bazı ses ve müzik bazlı terapiler ve rahatlama tekniklerini de sayılabilir. Bunlar da uyku bozukluklarını gidermede yararlanılabilecek yöntemlerdendir. Bitki çayları içmek ve duş almak, uyku hijyeni kurallarına uymak sakinliğimizi korumada ve derin bir uyku çekmemize yardımcı olur.” dedi.

    UYKU SORUNLARINDA PROBLEMİN TEMELİNE İNMEK GEREKİYOR

    Kişinin anksiyete, depresyon ya da tıbbi tedavi gerektiren ağrı gibi bir durumu varsa insomniadan muzdarip olabileceğini kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Bazı insanlar baş ağrısı ya da diş ağrısı çekip uyumadıklarında uyku ilacı alıyor. Ama bu işe yaramayacaktır. Bu yüzden uyku sorunlarının tedavisinde kesinlikle ilk önce sorunun temeline, ana sebebine ve bunu uygun tedavi yöntemine odaklanmalıyız. Tedavi yöntemi de insandan insana ve vakadan vakaya değişiklik göstermektedir.” dedi.

    UYKU HİJYENİ DE UYKUYU ETKİLİYOR

    İnsanların sağlıklı uyku için uyku hijyenine önem vermediğini ve uyku hijyen kurallarına uymadığını vurgulayan Dr. Mohammad Nami, “Uyku hijyeni yatmadan önce yapılması ve yapılmaması gerekenlerin listesini içerir. Sigara içiyorsanız, alkol kullanıyorsanız ya da gecenin 11’inde yemek yiyorsanız ya da telefon, tablet ve bilgisayarlarınıza bakıyorsanız sağlıklı uyku düzeni kurallarına uymuyorsunuz demektir. Bu davranışlar uyku hijyeni kurallarına aykırıdır. Odanın tüm aydınlatmalarını açıyorsak beynimiz uykuya ihtiyacımız olmadığına dair bir yanılsamaya uğruyor. Eğer odamız yeterince serin ve karanlık değilse ya da etraf dağınıksa, odamızda televizyon varsa, gecenin ilerleyen saatinde yatağımda yemek yiyorsam, yatakta uzun süre kitap okuyorsam ya da yatakta iş bilgisayarını açıp bir şeyler halletmeye çalışıyorsam uyku hijyenini sağlayamıyorum demektir.” uyarısında bulundu.

    DAHA İYİ UYKU İÇİN...

    Uyku hijyeni konusunda tavsiyelerde bulunan Dr. Mohammad Nami, şunları söyledi: “Sağlıklı beslenmeliyiz, saat 20:00’den sonra egzersiz yapmamalıyız çünkü saat 20:00’den sonra yaptığımız egzersiz vücut ısımızı yükselterek uykuya engel olacaktır. İyi bir uyku kalitesi için uyku hijyen kurallarına uymamız gerekir. Hak ettiğimiz o tatlı uykuyu almak ve kaliteli uykunun avantajlarını yaşamak için uyku hijyenine dikkat etmemiz gerekir. Uyku sadece beyinle ilgili değildir. Vücudun vücut için vücutla karşıladığı bir ihtiyaçtır. Beyinle vücut arasında bir bağlantı kurmaktır. Bu bakımdan uyku ihtiyaçlarımızı kesinlikle görmezden gelemeyiz.”

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow