Farelerden bulaşan hantavirüse dikkat!..
Fareler başta olmak üzere kemirgenlerden insana bulaşan ve ciddi sağlık sorunlarına yol açan hantavirüs ile ilgili Türkiye'de Orta ve Batı Karadeniz bölgelerinde yapılan çalışmalarda, toplumun yüzde 3-4'ünün bu hastalığı geçirdiğinin tespit edildiği belirlendi.
Ölümcül seyredebilen hastalığın, Türkiye'de ölüm mortalitesinin düşük olduğu, hastalığın ilk kez tanı aldığı geçen yıldan bugüne toplam 15 kişiye tanı konulduğu, bunlardan birinin yaşamını yitirdiği bildirildi.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, hantavirüsün, kemirgenler yoluyla insanlara bulaşan ve öldürücü olabilen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu söyledi.
Virüsün, dünyada ilk olarak 1913 yılında tanımlandığını, 1952-1955 yıllarında Kore Savaşı'nda hastalığın "Kore Ateşi" olarak adlandırıldığını anlatan Ertek, 1976 yılında da virüsün izole edilerek etkinliğinin gösterildiğini dile getirdi.
Dünya genelinde vaka sayısının yılda 100 ila 200 bin civarında olduğunu belirten Ertek, hastalığın Türkiye'de de tanı almaya başladığını bildirdi.
Virüsün, yıllar öncesinde Türkiye'de de mevcut olduğunu ancak tanı koyma kapasitesinin gelişmesiyle birlikte, ilk defa geçen yıl ortaya çıktığını ifade eden Ertek, şunları kaydetti:
"Daha önce tanı konulamazken, artık kesin tanı konulmaya başlandı. Çünkü, bu hastalık Bulgaristan, Rusya ve Yunanistan'da görülüyor. Bu nedenle ülkemizde de mutlaka vardı. Ülkemizde özellikle Orta ve Batı Karadeniz bölgelerimizde yaptığımız çalışmalarda, toplumun yüzde 3-4'ünün bu hastalığı geçirdiği saptandı. Hastalığın Türkiye'de görülen şekliyle mortalitesi ölümcül değil. Hastalık kaynaklı ölüm sıklığı daha düşük. Şu ana kadar 15 vaka saptandı. Bu kişilerden biri yaşamını yitirdi ancak vaka sayısı görülenden en az 4-5 kat daha fazla. Çünkü, hastalık bir kısımda da hafif seyrediyor, gribal enfeksiyona benzer belirtiler gösteriyor. Çok az bir kısmında ise böbrek yetmezliğine kadar varan ve hastaneye yatmayı gerektiren bir tablo ortaya çıkıyor."
Bu virüsten korunmak için özellikle ormanlık alanlarda ya da kırsal kesimlerde kemirgenlerle bir arada yaşayan vatandaşların çok dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulunan Ertek, kemirgenlerle insanların yaşam alanlarının mutlaka ayrı olması gerektiğini bildirdi.
Ertek, hastalığın şu an için seyrinin ölümcül olmamakla birlikte, dikkatli olunması ve önerilen tedbirlere uyulması gerektiğini belirtti. Sağlık Bakanlığı ile birlikte bu konuda farkındalığın artırılması için çeşitli etkinlikler yapıldığını ifade eden Ertek, konuya duyarlı olunması ve herkesin bu bilinçle yaklaşması gerektiğinin önemini vurguladı.
"Enfeksiyona karşı etkili bir aşı yok"
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Zoonoz Dairesi Başkanı Uzman Doktor Bedia Türkyılmaz da hantavirüs enfeksiyonuna karşı henüz etkili bir aşının olmaması ve tedavisi ile ilgili spesifik bir ilacın bulunmamasının hastalıkla ilgili önemli korunma tedbirlerini uygulamayı gerekli kıldığını söyledi.
Bu noktada alınacak tedbirlerin başında, hastalığın bulaşmasına yol açan farelerin, evlerden ve insanlardan uzak tutulmasının geldiğine işaret eden Türkyılmaz, şu önerilerde bulundu:
"Bahçede kedi beslenmeli ve kedi, ev kaynaklı besinlerle beslenmeyip fare peşinde koşacak şekilde aç bırakılmalı. Kapan kullanılan durumlarda da kapanla yakalanan farenin üzerine 1/10 oranında çamaşır suyu serpilmeli, ardından eldiven kullanmak şartıyla fare kapandan kurtarılıp çift poşet içine konularak çöpe atılmalı veya derin bir çukura gömülmeli. Ev içinde farenin bulunma riski olan tavan, kiler, odunuluk gibi alanların temizliğinde özellikle süpürme gibi toz kaldıracak yöntemlerden kaçınılmalı, 1/100'lük sulandırılmış çamaşır suyu ile ıslatılmış bezle silinmeli ya da yıkanmalı. Çünkü, süpürme işlemi enfekte farenin çıkartılarının tozlaşmasına ve bu tozların insanlar tarafından solunarak bulaşmasına yol açıyor. Bu nedenle, riskli alanlarda görülen farelerin çıkartılarının üzerine 1/10'luk çamaşır suyu serpilmeli ve belirtilen koşullarda atılmalı. Farelerin evlerden uzak tutulabilmesi için bulaşıklar akşamdan sabaha bırakılmamalı, yiyecekler açıkta bırakılmamalı ve ağzı kapalı saklanmalı."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Tek öğün beslenmek mucize mi? Dilara Koçak yazdı
Bu kez bir fenomen masada kaldı... Her estetik güvenli mi! Fulya Soybaş yazdı
Kış eczanenizdeki doğal takviyeler! A, C, E vitamini ve magnezyum deposu besinler neler?
NİLSU BERFİN AKTAŞ'IN ZAYIFLAMA SIRRI! Tam 10 kilo verdi
'HER 4 ERKEKTEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR!' Mustafa Keser, prostat kanserine yakalandı! Bu belirtiler varsa dikkat!