hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dünya Kanser Günü

    Dünya Kanser Günü
    expand

    4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle Türkiye'nin çeşitli yerlerinde çok sayıda etkinlik düzenlendi.

    Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu (TKASK) Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, beklenme şekli ve hareketsizliğin birçok kanser türünün oluşmasına zemin hazırladığını bildirerek, "Kilo fazlası arttıkça kanser riski de yükselmektedir" dedi.

    Kutluk, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla Bilkent Otel'de düzenlendiği basın toplantısında yaptığı açıklama, tüm kanserlerin yüzde 43'ünden korunmanın mümkün olduğunu belirterek, tütün ve tütün mamullerinin kullanılmaması, sağlıklı ve düzenli beslenme ile fiziksel aktivitenin yaşam felsefesi haline gelmesi gerektiğini söyledi.

    Genetik faktörlerin dışında sigara kullanımının birinci sırada kanser nedeni olduğunu ifade eden Kutluk, ikinci sırada aşırı kilo fazlalığı ile fiziksel aktivite eksikliğinin geldiğini bildirdi.

    Kutluk, kilo fazlalığı ile aşırı şişmanlığın (obezite) kansere yakalanma riskini önemli ölçüde artırdığını vurgulayarak, "Dünya genelinde yapılan araştırmalarda tüm kanserlerin yüzde 30'u kilo fazlalığı ve şişmanlık ile ilişkili bulunmuştur. Okul çağındaki her 10 çocuktan biri normal kilosunun üzerinde. Bu çocukların 30-45 milyonu şişman" dedi.

    Bu yıl Dünya Kanser Günü'nün ana temasının, "Doğru Besin Bol Hareketle Gülümse Geleceğine" olarak belirlendiğini ifade eden Kutluk, "Beslenme şekli ve hareketsizlik birçok kanser türünün oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

    Yutak, karaciğer, pankreas, endometrium, meme ve barsak kanserleri ile aşırı kilo arasında dikkat çekici bir bağlantı bulunmaktadır. Kilo fazlası arttıkça kanser riski de yükselmektedir" dedi.

    Kutluk, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, "dünyada 1.6 milyar yetişkinin aşırı kilolu ve bunların en az 400 milyonunun şişman" olduğunu ifade ederek, "2015'te bu sayının 2,3 milyarı bulacağının ve bunların 700 milyonunun da şişman olacağının" tahmin edildiğini kaydetti.

    Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsizliğe neden olan bilgisayar oyunları ile televizyon karşısında uzun süre hareketsiz oturmanın, kilo fazlalığına yol açtığını vurgulayan Kutluk, "1985'ten 2005'e kadar Çin'deki 7-18 yaş arası öğrencilerde obezite yüzde 1'den yüzde 8.5'e yükseldi. 2002-2007 yıllarında Hindistan'da aşırı kilo ve obezite yüzde 16'dan yüzde 24'e çıktı" diye konuştu.

    Kutluk, Türkiye'deki rakamlara ilişkin de "Ülkemizde şişmanlık, yetişkinlerde yüzde 18-25, çocuklarda ise yüzde 4-9 oranlarında bildirilmiştir" dedi.

    WHO'nun Türkiye kanser raporu

    Dünya Kanser Örgütü'nün (WHO) "Kanserle İlişkili Bilgi ve Davranışlar Araştırması Türkiye Raporu" nun sonuçlarının ilk kez paylaşıldığını anlatan Kutluk, araştırmanın 1-3 Aralık 2007'de Türkiye nüfus dağılımına uygun şekilde 18 ilde 18 yaş ve üstü 2 bin 19 kişi üzerinde yapıldığını söyledi.

    Kutluk, araştırma kapsamında tütün kullanımı, alkol tüketimi, güneş etkileri ve fiziksel aktivitenin göz önünde bulundurulduğunu belirterek, şunları kaydetti:

    "Araştırmaya katılanların yüzde 9.6'sı ara sıra, yüzde 3.6'sı haftada 1-4 kez, 1.7'si haftada 5 kez alkol kullanmakta, yüzde 85.1'i hiç alkol almamaktadır. Tütün kullanım oranı erkeklerde yüzde 54, kadınlarda yüzde 20'dir. 'Son 12 ayda hiç güneş yanığı oldunuz mu?' sorusuna katılımcıların yüzde 61.6'sı 'hayır', yüzde 35.3'ü ise 'evet' yanıtını vermiştir. Kişilerin fiziksel aktivitelerinin yoğunluk gösterdiği yerlerin başında yüzde 8.8 oranıyla iş yerleri gelmektedir. Bu oranı yüzde 7.6 ile ev, yüzde 1.4 ile spor salonu takip etmektedir."

    Rapora göre, araştırmaya katılanların yüzde 0.8'inin kanser teşhisi aldığını, yüzde 17.4'ünün aile bireylerinin birinde kanser vakası görüldüğünü ifade eden Kutluk, şöyle devam etti:

    "Toplamda katılımcıların yüzde 7.5'i geçmişte kanser teşhisi için taramadan geçtiklerini belirtmişlerdir. Taramadan geçenlerin büyük bir kısmı kadınlardan oluşmaktadır ve bu kişilerin yarısından fazlası mamografi tetkiki yaptırmıştır.

    Katılımcıların yüzde 52'6'sı kanserin tedavi edilebilir, yüzde 24.1'i tedavi edilemez bir hastalık olduğunu belirtirken, yüzde 23.3'ü de 'kararsız' yanıtını vermişlerdir.

    Katılımcıların yüzde 41.6'sı tedaviyle ilgili tüm kararları doktorun, yüzde 24.7'si hastanın ihtiyaç ve özelliklerine göre yine doktorun, yüzde 19.2'si doktor ile hastanın birlikte vermesi gerektiğini ifade ederken yüzde 5.7'si hastanın karar vermesi gerektiğini, yüzde 8.8'i de 'yanıt yok' cevabını vermiştir."

    Araştırmaya katılanların yüzde 80.5'inin kanseri önemli bir sağlık sorunu olarak gördüğünü belirten Kutluk, "Katılımcıların büyük kısmı sigara, alkol ve tütün kullanımının kanser riskini artırdığını bildiklerini ifade etmişlerdir.

    Yine büyük çoğunluk, stresin de bu oranı artırdığı yönünde fikir belirtmiştir. Sebze-meyve tüketimi gibi koruyucu etkenler konusunda ise olumlu eğilim düşüş göstermektedir" dedi.

    "Kansere Karşı El Ele Platformu"


    Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'nin birçok gelişmiş ülkenin halen boğuştuğu hastalıkların üstesinden gelmeyi başardığını söyledi.

    Akdağ, çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulan, "Kansere Karşı El Ele Platformu"nun açılış törenine katıldı.

    Açılışın ardından konuşma yapan Akdağ, sağlık konusunun çok sayıda paydaşı bulunduğunu söyledi. Sağlıkla ilgilenen çok sayıda kişi ve kuruluş olduğunu anımsatan Akdağ, "Ama kişileri ve toplumu hastalıktan koruma, hasta haklarının korunması ve hastalara imkan sağlanması noktasında birinci paydaş hep Sağlık Bakanlığı oluyor" dedi.

    Sağlıkla ilgili meslek kuruluşlarının da bu konulara ilişkin çalışmaları bulunduğuna dikkati çeken Akdağ, ancak meslek kuruluşlarının birinci önceliğinin her zaman üyelerinin sorunları olduğunu, bunun da doğal karşılanması gerektiğiniifade etti.

    "İşin hasta tarafından bakıldığında sivil inisiyatifin yeterince gelişemediğini görüyoruz" diyen Akdağ, "Kansere Karşı El Ele Platformu ileride bakanlığın en büyük destekçisi olacaktır. Platform ile kanserden korunma ve bu alana daha fazla kamu kaynağı aktarılması konusunda çalışmalar yapacağız" diye konuştu.

    Kanserle ilgili danışma kurulunda da platformdan bir kişinin görevlendirileceğini belirten Akdağ, böylece sivil inisiyatifin kanser konusunda alınacak kararların dışında kalmayacağını vurguladı.

    Hastalıklardan korunmak için toplumu sivil inisiyatiflere destek olmaya çağıran Akdağ, şöyle devam etti:

    "Türkiye, birçok gelişmiş ülkenin halen boğuştuğu hastalıkların üstesinden gelmeyi başardı. 6 yıllık programımız çerçevesinde bulaşıcı hastalıkların önlenmesi noktasında önemli mesafeler katettik. Geleceğe baktığımızda hastalıkların iki önemli başlık altında toplanacağını tahmin ediyoruz. Kalp hastalıkları ve kanser... Bu iki alanda hem taramalar hem de korunma konusunda çok mesafeler almamız lazım. Toplumda farkındalık geliştirilirse beslenme ve fiziki aktiviteye dikkat edilirse kalp hastalıklarına yakalanma riski azalır. Fazla yemek yemeyeceğiz. Posalı sebzeden zengin yemekler yiyeceğiz ve kızartmalardan uzak duracağız. Bunları yaparsak sağlıklı nesiller gelir arkamızdan."

    Kanser Ekren Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi açıldı

    Tedavisi bilinen üç kanser türünün erken teşhis ve tetkiklerinin yapılacağı Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM), Dr. Abdurrahman Yurtarslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmete açıldı.

    Açılış töreninde konuşan hastane başhekimi Doç. Dr. Nurullah Zengin, kanserin her geçen gün önemi artan bir sağlık sorunu olduğuna dikkati çekti.

    Türkiye'de yılda 130 bin yeni kanser tanısı konulduğunu belirten Zengin, gelecek yıllarda tanı imkanlarının artması ve yaşam sürelerinin uzaması ile bu rakamın daha da artmasının beklendiğini kaydetti.

    Kanserle mücadelede erken tanının önemini vurgulayan Zengin, kanserin en büyük nedenleri arasında bulunan sigara ile mücadelede Türkiye'nin aldığı mesafenin cesaret verici olduğunu söyledi.

    Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Merkezi müjdesi

    İstanbul İl Sağlık Müdürü Mehmet Bakar, kentte ilk çocuk hematoloji ve onkoloji merkezinin bu yılın Haziran ayında hizmete gireceğini söyledi.

    Bakar, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, kanserin bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu hatırlattı.

    Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, dünyada yaklaşık 25 milyon kişinin kanser hastası olduğunu, her yıl yaklaşık 12 milyon yeni kanser tanısı konulduğunu, 7 milyon civarında insanın da bu hastalıktan hayatını kaybettiğini dile getiren Bakar, 2030'da yıllık 27 milyon insanın kansere yakalanacağının tahmin edildiğini anlattı.

    Kanserlilerin 3'de birinin etkili programlar yürütüldüğü takdirde tedavi edilebildiğine dikkati çeken Bakar, çok ciddi halk sağlığı sorunu olan kanserle etkili şekilde mücadele edebilmek amacıyla İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü olarak bu yılı kanser yılı olarak seçtiklerini vurguladı.

    Sağlık yatırımları içinde kanserle ilgili çok güçlü bir altyapınınolmadığını belirten Bakar, "Bu yıl içinde İstanbul'un 2 yakasında Sağlık Bakanlığı hastaneleri bünyesinde var olan onkoloji ünitelerini müstakil birer onkoloji merkezi haline getireceğiz" dedi.

    Bu merkezlerde her türlü teknolojik yapının yerleştirileceğini ve bu alanla ilgili hekimlerin o merkezlerde toplanacağını dile getiren Bakar, bu iki merkezin inşaatına bu yıl içinde başlanacağını kaydetti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow