Domuz gribi mi, mevsimsel grip mi?
Kış aylarıyla birlikte grip vakaları artarken, vatandaşlar domuz gribi tedirginliği yaşamaya başladı. Gazi Üniversitesinden Prof. Esin Şenol, yaptığı açıklamada, şu anda Türkiye’de etkili olan hastalığın domuz gribi olmadığını söyledi, "Ülkemizde kasım ayı sonlarından başlayan ve şu günlerde de yüksek düzeyde izlenen bir mevsimsel grip söz konusudur" dedi.
Kış aylarının gelişiyle birlikte gribe yakalanan vatandaşların sayısı artarken, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol konu hakkında açıklamalarda bulundu.
Domuz gribi söz konusu değil
Prof. Dr. Şenol, "Bu, 2009 yılından beri mevsimsel grip etkeni olarak tanımladığımız virüs, domuz gribi salgınının etkeninden türemiş olmakla birlikte artık H1N1 olarak tanımladığımız influenza A virüsünün bir alt türüdür. Yani artık domuz gribi diye bir şey söz konusu değil" dedi.
Şenol, gribin her yıl kılık değiştirerek bağışıklık sisteminden kaçmayı başaran virüs kaynaklı bir hastalık olduğunu söyledi.
Gribin öldürücü olabilen, bazen büyük salgınlara yol açabilen bir özellik taşıdığını ifade eden Uzman, 2009 yılında da "domuz gribi" salgının söz konusu olduğunu hatırlattı.
Salgınlar dışında her yıl kış aylarında kendine yeni bir sezon açan mevsimsel griplerin yer aldığını bildiren Şenol, "Grip, dünyada yaklaşık her yıl 3-5 milyon kişiyi etkilemekte ve yaklaşık 250-500 bin kişinin ölümüne neden olmaktadır" bilgisini paylaştı.
Türkiye'de 2018-2019 dönemi için kasım sonlarından başlayan ve bugünlerde de yüksek düzeyde izlenen bir mevsimsel gribin söz konusu olduğunu aktaran Şenol, şöyle devam etti:
"Bu, 2009 yılından beri mevsimsel grip etkeni olarak tanımladığımız virüs, domuz gribi salgınının etkeninden türemiş olmakla birlikte artık H1N1 olarak tanımladığımız influenza A virüsünün bir alt türüdür. Yani artık domuz gribi diye bir şey söz konusu değil. Ayrıca influenza A virüsünün H3N2 olan diğer alt türleri ve influenza B de mevsimsel grip ile ilişkilidir."
5 günden uzun süren ateşe dikkat
Aniden başlayan ateş, kuru öksürük, şiddetli baş ağrısı, yaygın eklem ve kas ağrısı, şiddetli halsizlik, boğaz ağrısı ve çoğunlukla başlangıçta kısa süren bir burun akıntısı devamında ise burun tıkanıklığının grip belirtileri olduğunu anlatan Şenol, grip olan kişinin virüsün en çok saçıldığı ilk 48-72 saat evde istirahat etmesi gerektiğini vurguladı.
Şenol, "Ateşin 5 günden uzun sürmesi, düşen ateşin tekrarlaması ve titreme, öksürükle birlikte koyu renkli balgam, hırıltılı solunum, morarma, nefes alırken batıcı yan ağrısı şeklinde göğüs ağrısı durumunda hemen sağlık merkezine başvurulmalı. Çünkü, bu bulgular, grip virüsünün zayıflattığı akciğerlere bakterilerin ulaştığının habercidir." dedi.
Prof. Dr. Şenol, grip süresince bol miktarda ılık içecek tüketilmesi, 2-3 gün istirahat edilmesi, hekimin verdiği ilaçların kullanılması gerektiğine işaret ederek grip tedavisinde ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçların da kullanılabildiğini kaydetti. Şenol, "Antibiyotikler kesinlikle etkisiz hatta zararlıdır. Yalnızca bakteriyel bir sinüzit, kulak iltihabı, zatürre gibi enfeksiyonun eklenmesi halinde mutlaka doktor önerisi ile antibiyotik kullanılmalı." uyarısında bulundu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
BİLİMSEL OLARAK KANITLANDI! Ömrünüze ömür katacak 5 alışkanlık... Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yazdı
Araştırma: Kahve içenlerin vücudunda 8 kat fazla var
Sindirimi düzenliyor, kemikleri güçlendiriyor! Balkabağını bu besinlerle tüketirseniz etkisi katlanıyor!
Soğuk havalar kalp sağlığını tehdit ediyor
‘Elektronik sigaralar tehlike saçıyor’